Instagram

DENİZİN ÇOCUKLARI YELKOVAN KUŞLARI

Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!..
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...”

ORHAN VELİ KANIK


Deniz Magazin dergimizde, denizin derinliklerindeki gözlem ve fotoğraflarımızı paylaşmaya devam ederken, gözlerimizi su üstüne çevirip yaşamları denizlere bağlı olan, Deniz kuşlarımızı da tanımaya çalışacağız. Bunların içinde öncelikle Ülkemiz sularında ve kıyılarında gördüğümüz Martılar, Sumrular,Dalgıçlar, Batağanlar, Karabataklar, Yelkovanlarile Adana ve Antakya sahillerden izlediğimiz belgesel kahramanı Sümsükler var. Hatta Kuzey denizinden kalkıp gelmiş Riva adasında ve Marmarada Pufla kaydımız ; Karadeniz kıyılarında Korsan Martılar var. Kışın deniz kıyılarımızda suya tamamen dalan tek yırtıcı; Balık Kartalımız var.
Deniz ördeklerimiz den Sütlabiler , Altıngözler,Telkuyruk ,nadir de olsa Kadife ördekler var. Kadife ördeğin üreme alanı iç göller olduğu halde kışı deniz kıyısında geçirirler.
Ülkemizdeki zengin Kıyı sistemleri ,nehirlerimizin denize açılan ağızlarında Deltalarımız ve lagün göllerimiz yine değişik su ve kıyı kuşlarının yaşam alanlarını oluşturarak tür zenginliğinde benzersiz olmaktadır.


Bu yazımızda yaygın türlerimizden Yelkovanları tanıtmaya çalışacağız.


Denizlerin hemen üzerinde, yüksekliği zaman zaman 30m lere varan atmosferi, yaşam alanları olarak seçmiş kuşlardır. Bir balıkçılın , bir karabatağın veya martıların uçuşlarını , gözlerinizi gökyüzüne kaldırdığınızda izleyebilirsiniz. Ancak çok dalgalı bir deniziniz yoksa, denizin yüzeyinden sadakatle ayrılmayan yelkovanları, kanatlarına rağmen gökyüzünde göremezsiniz. Sanki üzerlerinde adeta görünmeyen bir sınır vardır. Onları izlediğim her kez birinin bir çılgınlık yapıp kendini gökyüzüne doğru atmasını boşuna beklerim.. Onlar gökyüzünün değil ,denizlerin kuşlarıdır..
Kıyı sularımızda ve boğazlarımızda denizin hemen üzerinde, bazen iki gemi arasından incelip uzayarak bazen bir dalga gibi yayılarak rüzgarla hızla yol alan, gökyüzünde sığırcık sürülerine benzer senkronize hareket becerisine sahip sürücül kuşlardır Yelkovanlar.


Balıkçıların ‘deniz kırlangıcı’ veya kimilerinin ‘yelyutan’ dediği Yelkovan Kuşları Tüpburunlu kuşlar (procellariformes = tubinares)takımından ve Fırtınakuşları ailesinden gelirler. Ailenin genel özelliği olarak sadece deniz suyu içerler ve fazla tuzları, tuzbezleri yardımıyla burunlarına bağlı, gagalarının üzerindeki iki uzun tüpte sonlanan kanallardan dışarı atarlar. Koyu renkli, iri, ucu kanca şeklinde güçlü gagaları vardır.

30-35 cm.boyunda 76-82cm. kanat açıklığı olan deniz kuşlardır. Üst tarafı kahverengi ,alt tarafları kirli beyazdır. Koltuk altı tüylerinde kirli gri renkte bir şerit olabilir. Kuyrukları kısadır ve ayakları uçarken kuyruğun dışına çıkabilir.
Yelkovanlar ( Puffinus Yelkouan) Akdenizdeki yaygın Karadenizdeki tek yelkovan türüdür. Atlantik yelkovanı (Puffinus Puffinus) türünün bir alt türü iken özellikleri dolayısıyla tür olmasina karar verilmiştir. Bu nedenle bu kuslarla ilgili yapılan araştırmalar ,önceleri Puffinus Puffinus adi altinda kayitlara geçmiştir.


Sularımızda görülen diğer bir tür de (Calonectris diomedea= Cory’s shearwater)Boz yelkovandır.Özellikle Akdeniz ve Ege denizinde adalar civarında ve açıklarda bu kocaman yelkovana raslamak mümkündür. Sayıca Yelkovanlardan daha az olarak karşımıza çıkarlar. Boz Yelkovanların kanat açıklıkları 100 – 125 cm.,boyları ise 45 – 56 cm.dir. Yelkovanın nerdeyse iki katı büyüklüktedir de diyebiliriz. Bazen Yelkovan sürülerine karışıp İstanbul Boğazına tek tük geleni de olur. Şanslı bir kuşçu arkadaşımız vapurun kenarından yaptığı bu gözlemden bizi haberdar ettiğinde öğreniriz. Onları büyüklüklerinden, grimsi kahverengi renklerinden ve kanat altının koltuk altında gri şerit olmamasından ayırt ederiz.

Denizin üzerinde dalgaların aralarındaki hava akımlarını kullanarak kısa periyotlarda kanat çırpıp genelde kayarak uçan kuşlardır.. Uçuşları birbirini izleyen kanat çırpma ve süzülme şeklindedir.Uçarken kanatlarını bükmeden gergin tutarlar ve ustalıkla adeta deniz yüzeyine dik , bir kanat ucundan diğerine salınarak kanatları suya değercesine ilerlerler. Kanat üstü koyu renkli; kanat altı ve gövde açık renkli olduğundan uçarken bir koyu bir açık renkli görünürler.Bu nedenle bir an ışık seli gibi kayarak akan, bir an kararıp kaybolan kuş sürülerimizdir Yelkovan kuşları..Onlar Denizin çocuklarıdır.
Rüzgarlı havalarda nispeten dağılarak dalgaların tepelerinden uçarlar. En yüksek dalganın 10 m. kadar üzerine çıktıkları görülmüştür. Genel olarak sürüler halinde hareket ederler ve sürüler halinde avlanırlar. Yüzeyden beslenirler.Besinleri küçük balıklar, küçük kabuklular ve deniz yüzeyindeki artıklardır.. Kovalayıp dalarak veya yüzeyden kaparak avlanırlar. Zaten deniz yüzeyine bu kadar yakın olmalarının başlıca nedeni beslenme alışkanlıklarıdır. Doğa bu alışkanlıkları nedeniyle onlara görünmez bir yaşam sınırı çekmiştir.

Bazen sosyal bir aktivite gerçekleştirmek üzere , sürü halinde yükselip uçarak bir halka veya 8 çizerler. Dinlenmek istediklerinde suyun yüzeyine konarlar. Boğaziçinde yıllardır yaptığım gözlemlerde , yelkovanları denize konmuş halde sadece bir tek gün görebildiğimi eklemek isterim. O gün de sonradan bir balık akını olduğunu olduğunu öğrenmiştik. Özellikle Yunusların sıkıştırdığı balık sürüleri de onların hedefi olabilmektedir..
Uzun ömürlü oldukları söylense de yaşam süreleri 25-30 yıldır.

Yelkovanlar denizlerin kuşudur dedik ancak hiç karaya çıkmazlar mı derseniz yanıtımız olumlu olacaktır.
Karaya sadece üremek için karanlık çöktükten sonra çıkarlar. Kıyılara yakın kayalıklarda yumuşak toprağı oyarak yuva yaparlar. Yuva için deniz kıyılarına yakin veya daha açıktaki adaları ,bazen de dik yarları seçerler. Bu seçimde önemli olan yuva icin rahat oyabilecekleri malzemeden oluşan yüzeysel yapı olmakla birlikte kaya çatlakları, kovukların içlerindeki yatay çıkıntıları da tercih edebilirler. Yuvalarını bitkilerle kaplarlar.

Üreme sezonunda kıyı açıklarında toplanır, gün batımından önce büyük sürüler halinde hareket ederek kolonilerini karanlık basınca ziyaret etmeye giderler.

Her yuvanın ,o yuvaya ait ayrı bir koruma alanı ( territory) ki bu alana yabancı bir kuşu asla yaklaştırmadıkları halde , bazen bir grup aynı alan girişini ortak(avlu) kullanabilir. Koloni halinde yaşamak düşmanlara karşı onları güçlü kılarken birbirleriyle olan ilişkide zorluklar doğurur.Bu yüzden yumurta kayıpları meydana gelebilmektedir.

Normalde üreme ve yavru büyütme dışında yaşamları suda geçen bu kuşların ,üreme zamanında sadece bir bireyi yuvada uyuyabilir.Bir sezonda tek esli olan bu kuslar,sonraki sezonda arkadaş olarak yaşamlarına devam ederler.Genc erişkinler ilk yıllarında üremeye başlayabilirler.Büyük koloniler alt kolonilere bölünerek yuvalarını kurarlar. Üreyecek Çiftler, yumurtlamadan birkaç hafta Önce yuvalarını kurar veya ele geçirirler.Bu iş için günlerinin dörtte birini kıyıda harcarlar.

Üreme alanlarında bütünüyle gece olan aktiviteler mehtaplı gecelerde azalır. Mehtapta kuşlar kıyıya sessizce yaklaşır.Bütün sesler azalır.Yeni ay çikmadan veya yeni ay zamanı seslerini duymak daha kolaydır.Sesleri ağlayan ya da iç çeken insan sesine benzer.
Gece seslenmeleri ureme sezonu öncesinde erişkinler döndüğü zaman başlar.Yuvadan gelen seslerin tınısı ve şiddeti yalnız kuşun veya çiftin heyecanıyla orantılı olarak artar veya azalır. Belki de davetsiz bir misafiri ürkütmek için de olabildiği gibi çiftlerin birbirleriyle haberleşmesi için de olabilir. Yuvada birbirlerinin tüylerini temizlerken veya kur-beslenmesi sırasında biri diğerinin sesine katılarak sarkı söylerler. Kur davranışı yuvada olduğu gibi geceleyin yuvanın dışında da olduğu kayıtlarda vardıir. Nadiren de olsa gün boyunca yuvadan sesleri duymak da mümkündür.Civcivler büyüdükten sonra yuvada yalnız bırakılırlar.Sadece beslemek için ebeveynler yuvaya gelir.Yuvadan içeri girerken yavru ötmeye baslar.

Subat ve Mart aylarinda yumurtlarlar. Yumurtaları beyaz ve yuvarlaktır.Kuluçka suresi 52 gundur.Tüylenme periyodu 72 gündür. Ebeveynler tüylenme periyodunun bitimine 8-9 gün kalana kadar yavrulara bakarlar.


İstanbul Boğazından Karadeniz’e veya Marmara’ya doğru sürekli uçan yelkovanların Karadeniz’de veya adalarda evleri olduğu sanılmakla birlikte henüz yeri bilinmemektedir.
Avrupa’da 33000 den fazla üreyen çiftin olduğu ve bunun 10 000 çiftinin Türkiyede ürediği düşünülmektedir.

Dünyada ve Türkiyede


Dünya üzerindeki diğer yelkovan türleri de dikkate alındığında uzun mesafe göçerleri olarak bilinirler. Akdeniz’dekilerin nüfusunun büyük çoğunluğu Haziran ayının sonlarına doğru Akdeniz’i terk eder. Cebelitarık Boğazı Haziran sonunda pik yapar. Bir kısmı ise Balear adaları ve Güneydoğu İspanya’da bütün yıl kalır.
Yine büyük bir kısmı Adriyatik , Ege ve Karadeniz’e dağılır.Tekrar Akdeniz’e Eylül’de döner ve Marta kadar Akdeniz’de kalarak üreme sezonunu açarlar.
Avustralya ve Güney Amerikanın en Güneyinde üreyen diğer yelkovan türleri ;Güney Amerikanın Doğu kıyılarından Kuzeye doğru çıkarak ,döner ve Afrikanın Batı kıyılarından tekrar bir yıl içerisinde üreme alanlarına geri gelir.Böylece Atlas Okyanusu kıyılarını bir yılda tamamlamış olur.Bu turun akıntılar ve balık hareketleri ile ilgisi olduğu düşünülmektedir.

Ülkemizde Yelkovan kayıtları, İstanbul Boğazından Karadeniz ve Egeden vardır. Çanakkaleden çok az kayıt bulunmaktadır. İstanbulda yapılan gözlemlerde kış aylarında bir saat içinde İstanbul Boğazından dan 3000 bireyin Karadenize ve yine 3000 bireyin Marmara Denizine geçtikleri sayımlarla belirlenmiştir.
Şubat aylarında Boğaza Marmara’dan veya Karadeniz’den giren 5000 – 10000 lik sürüler gözlenmektedir. Bu bizlere üreme alanı bulma aktivitesi olarak gelse de üredikleri yerler halen sırrını korumaktadır.
Eylül ve Ekim aylarında İstanbul Boğazındaki hareketleri azalır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı kolonilerin göç ettiği şeklinde yorumlanmaktadır.
Puffinus puffinus( Atlantik Yelkovanı) olarak yapılmış bir araştırmada Boğazdan geçen sürülerin ya direkt Kırım tarafına ya da Karadeniz kıyılarını Batıdan Kuzeye ve Doğuya dönerek tekrar Boğaza girip Marmaraya döndüğünü göstermektedir.

Gerçekleştirmeyi planladığımız fakat bir türlü hayata geçiremediğimiz Yelkovan Projesinden sonra bir çok sorumuza yanıt bulacağımıza inanıyorum. Yelkovanların bütün hareketlerinin beslenme alışkanlıkları ve balık sürüleri ile ilgili olduğunu çok iyi bilmekle birlikte onları sürekli gözledikçe nedense gizemli olduklarına inanmak istersiniz. Yine bunun nedeni Türkiye genelinde henüz yelkovanlar hakkında belli sonuçlara varan, tamamlanmış araştırmaların olmamasındandır.

Yerçekimine bu denli yakından ve son derece estetik karşı koyan denizin sadık çocukları;
Yelkovan kuşlarının, Denizlerden Denizlere yolculukları sürer gider..

KAYNAKLAR: Yaşamın Temel Kuralları cilt 111 kısım 11- Prof.dr.Ali Demirsoy; Birdfeeder Handbook RSPB; Turkiyenin kusları -Selim Somçag; Birds of Britain and Europe-RSPB; Bird guide –Collins; Yaban Hayvanları Bilgisi - Prof.dr.Hasan Çanakcıoglu-Prof.dr.Torul Mol;Birds of Western Palearktic - cd


www.baharca.com sitesinde bulunan tüm yazılar, belgeler, listeler ve fotoğrafların tümünün kullanım hakkı Bahar Bilgen'e aittir. 2. şahıslar tarafından kopya edilemez, kullanılamaz ve izinsiz kaynak gösterilemez. Her hakkı saklıdır.