Cangıl ,Kelebek şöleni derken yedi saattir bir şey yemediğimi hatırladım. Kelebekleri videoya çekerken dereyi de çekmiştim. Öyle bir hisse kapılmıştım ki Piping Guan da oralarda bir yerdeydi ,hatta bana bakıyordu ama ben yine kelebeklere dönüyordum. Şöförümüzün söylediğine göre biz cangıldayken oradan geçmişlerdi. Karnım zil çalıyordu. Güzel bir piknik ve kahve hazırdı. Neşe içinde yemeğimi yedim. Empanadalar çok lezzetli idi . Şimdi asıl hedefim Black fronted Piping Guan 'a kitlenmem gerekiyordu. Daniel ondan vazgeçmiş , beni cangılın diğer tarafına daha değişik türler için ikna etmeye çalışıyordu. Kelebekler yüzünden programımız sarkmıştı çünkü. Bu kuşun koruma statüsü ENDANGERED. 19. yüzyılda gelen soğuk hava dalgası nedeniyle 50000 birey yaşamını kaybetmiş. Ondan sonra da giderek azalmışlar . Tehlike altında ve herkesten saklanan iki noktada lokal olarak yaşıyorlar Arjantin 'de.
Ayağa kalktım. Yemeğim bitmişti. Daniel ' e şöyle dere kenarından beş dakika yürüyelim dedim. Sana bir hikaye anlatacağım. Ona Finlandiya da başımdan geçen Rock Ptarmigan 'ı - Dağ Kartavuğu anlatmaya başladım:
" Finlandiya'da gruptaki herkes benden başka Dağ Karatavuğunu görmüştü. Rehberimiz Harry yolda Rock Ptarmigan'a gidelim mi dedi. Ben ne diyecekler diye gruba kulak kabartırken ,gruptan da neden olmasın falan dediler. Çok dik bir yolu yürüyeceğimizi söyledi. Olsun dediler. Ben de dedim ki ben o kuşu görmedim ama benim için kimse gitmeye mecbur değil. Olsun gidelim dediler . Oldukça uzun bir yol ve ahşap basamaklar var. Öyleki ben yine sonlarda kaldım. Neyse yukarı çıktık. Ortalıkta 3-4 Dağ Cılıbıtı geziyor. Tepeyi dört döndük. Her yere dağılıp baktık. Kuş yok! Harry'nin canı sıkıldı. Dedi ki "bu senin şanssızlığın . Ne zaman gelsem kuşu mutlaka burada görürüm. Garantiliydi" yani dedi. Ben de dedim ki " Aaa ben hele kuşta çok şanslıyımdır " dedim. "Başka bir nedeni olmalı" diye de ekledim. Grup yavaş yavaş dönüşe geçmişti . Bakmadığım bir yer vardı. Orada bir kayanın üzerinde de gruptanyaşlı İskoçyalı Bill oturuyordu. Bill'e doğru yürüdüm. "Bahar her yere baktım bu tarafta yok. Boşuna arama " dedi Bill. Bill emindi. "Haydi gidelim o zaman" dedim ama çok üzülmüştüm. Dönüş için arkamı döndüm bir kaç adım attım bir ses "ka ka ka kaaa". Hemen döndüm gördüğüm Kartavuğu ama hangisi bizimki mi? Hemen geriye yürümeye başladım .Kuş tekrar havalandı ve setin kenarına kondu. Dağ Kartavuğu ! Ben heyecanımdan elimin titremesine engel olamıyordum. Bill gülüyordu. Gruba haber vermek için döndüm ki hepsi yavaş yavaş bana doğru geliyordu." Gördün mü" dedim Harry'e "ben çok şükür şanslıyımdır". "
Derenin kıyısında yürürken ben dere tarafındayım Daniel kara tarafındaydı , ona bakarak hikayemi anlatıyordum. Hikayemin sonuna gelince Daniel'e dedim ki "Şimdi bu hikaye bittiğinde dereye doğru döneceğim ve Piping Guan'ı göreceğim." Kesinlikle içimden böyle demek geldi ve dedim ! Ben de o da gülüyorduk bunları söyler ve dinlerken. Dereye döndüm , ağaççıklarda büyük bir karartı vardı. Heyecanlandım. Tabi başka bir kuş da olabilirdi. İki saniye sonra kuş ilerledi. Beyaz lekeyi gördüm. Hemen ardından koca Piping Guan gözlerimizin önündeydi. Demesine demiştim ama ,bu işe ben bile inanamıyordum ! Nasıl oldu gerçekten bilmiyorum! Daniel şaşkınlıktan yüzü kızarmış gülerken daha mantıklı bir açıklama arıyor gibiydi. Gerçekten şaşkınlıkla bu sihre (!) akıl erdiremiyordu.
"Gördün mü?" dedim! Sürekli gülüyordu . Rehber Daniel , mantıklı bir izah arıyordu ama yoktu. Zamanlamamız kuşla mükemmeldi. Sonuç mükemmeldi. Kuşla bütünleşmiştik işte ! İçimde güçlü bir koro şarkı söylüyordu. Allahım ne büyüksün! Herşey 5 dakika içinde olmuş bitmişti.