Sevgili Emin’in, bir önceki hafta Göksu deltasına yaptığı turun sonuçları tahmin edeceğiniz üzere beni ziyadesiyle heyecanlandırmıştı. Pazartesi günü kendimi Emin ile telefonla konuşurken buldum. Buldum diyorum ,artık bende bu olaylar kendiliğinden yaşamımın bir parçası olarak ortaya çıkıyor.

Gidemediğim olmuyor mu ,oluyor tabi .. Daha önce de Murat ile yaptığım Kulu Kozanlı Çukurova gezisindeTelli turna ve Büyük cılıbıt türleri ile tanıştıktan sonra, Kıbrıs Kuyrukkakanının haberini Adana’dan Emin vermişti yine.. Hem de biz Adana’ya doğru inerken.. Fakat nedense o zaman Murat’ın “haydi “ demesine rağmen bu türü bir kaç nedenle aramak kısmet olmamıştı.

Bu turlara 2006 da Emin ile başlamıştık ,300. Türümü gördüğümde Özkan ve Kerem ile birlikte Emin vardı.Sonraki bir çok türümü yine Emin ile paylaşmıştım.“Haydi” dedim “ 400. Türü de seninle bulalım.”Cuma akşamı yola çıktık. Akşam Silifke’de kaldık.

Cumartesi sabahı rahat rahat kahvaltımızı edip deltaya gittik.İzmir yalıçapkını falan derken rüzgarın deltaya iyice hakim olduğunu gördük. Emin durmadan “Bahar abla geçen hafta burası kuyrukkakan kaynıyordu , şurasıkuş doluydu. Çalılara giren çıkan yola atlayan kuşlar vardı.” diyerek bende moral bırakmıyordu. Rüzgar da habire kuvvetini artırarak Batıdan esiyor da esiyordu.. Koca delta acayip sayıda kuzguna teslim olmuştu. Onlar bile rüzgarın şiddetinden yalpalıyorlardı. Bir ötücü görsek gerisi gelecekti .. Çalıların ağaççıkların aralarında dolaşmaya başladık . Tek tek deltadaki ağaç gruplarını geziyorduk ki bir Karabaşlı ötleğen , bir saz kamışçını bizi heveslendirdi. Ötücüler vardı fakat rüzgardan ortaya apaçık çıkamıyorlardı.

Göllerde ise tam tersi sular çekilmişhatırı sayılır kıyı kuşu teleskop görüşünde önümüzdebesleniyordu. Emin sürekli bir hafta önceki gördüğü yerlere göre rüzgarı da düşünerek hesaplar yapıyordu. Fakat kesin olan bir tek şey kuşların bir kısmı saklansa da bizimkilerin büyük ihtimalle gittiğiydi. Ben Soner’in Güney’de olduğunu biliyordum. Telefon la aradık . O da Göksu’dan grubunu Birecik’e götürmek üzere ayrılıyormuş.Kıbrıs Kuyrukkakanınıo da görmemişti.Yine de bakacağımız daha çok yerler vardı. Ümidimi nedense kesmiyordum.Aynı yollardan yeniden geçiyor dolanıyorduk. Yaz ördeklerinin görüldüğü alandan ayrıldık . Emin kanalın diğer tarafına geçerek ,yola devam ediyordu. “Bahar abla bulduk” dediğinde ,yoldaki çalının kenarındamuhteşem göğüs rengiyle bir Kıbrıs kuyrukkakanı durmaktaydı . Yarım saat ileri geri peşinde heyecan ve keyifle dolaştık. Tahminlerimize göre ,erişkin dişi bir Kıbrıs Kuyrukkakanı.. Coşkumuzu anlatamam.. Yine Emin’le 400. Türü kutlamak kısmet olmuştu !

Göksu deltasındaki yegane Kıbrıs kuyrukkakanı gördüğümüze saatler ilerledikçe daha fazla inandık. Bu yeni gelen bir birey olmalıydı diye düşündük.İşin garibi başka kuyrukkakan da görmemiştik. Bu defa onların peşine düştük. Alacayı Soner’intarif ettiği alanda bulduk. Gözlem kulubesinin yanında iki Kuyrukkakan dahave Boz kuyrukkakanlar..Rüzgara rağmen Kıbrıs ötleğeni arayışımızı sürdürüyorduk .BöyleceKaraboğazlıötleğeni, çıvgınları ve diğerlerinide listemize ekledik.

O akşam ,Yumurtalık lagünlerine gitmek üzere Adana’ya hareket ettik. 1978 yılında ilk kez görüp hayran olduğumve her zaman bir neden yaratıp mutlaka uğradığım Narlıkuyu ‘da Emin ile 400. Kertiğimi kutlarken düşüncelere daldım. 1978 de henüz 3 yıllık mühendiskenilk kez geldiğim bu küçücük koy; Narlıkuyu; Cennet Cehennem’in turkuaz sularıylabeni büyülediğinde ,34 yıl sonra bir gün buraya 400. Kuş kertiğimi kutlamaya da geleceğimi söyleseler panik atak olurdum herhalde ! Ta o günlerde , hayal gücümün ötesinegeçenbirzenginliği ,yine burada kutlamayı nasıl yorumlayabilirdim ki ..

Adana’da sabah otelden ayrılıp Kaldırım’a yola çıktık.Hava tüm meteoroloji tahminlerinin üzerinde yağışlı değil, açık ve güneşliydi. Sarı bacaklı kum kuşu ve Döğüşken kuşlar pik yapmıştı. Cılıbıtlar aralarında Büyükler olmak üzere muhteşemdi. Yine Kıbrıs ötleğini arayışlarımızı sürdürüyorduk.Ömer gölü ve Deveciuşağı muhteşemdi. Hazar ve Gülen sumruların sayıları ve tabiki kendileri, İnce gagalı martılar ,bir küçük gümüş martıseyre değerdi. Tekrar dönüşe geçtik . Bebelitaraflarında birden Emin “Bahar abla sola bak!” dediğinde muhteşem bir Kıbrıs Kuyrukkakanına bakıyordum.Bu defa erkek olduğunu düşündüğümüz nefis Kıbrıs Kuyrukkakanı karşımızdaydı.HerhaldeYumurtalık tarafındaki yegane Kıbrıs kuyrukkanıda bu kuştu !

Böylece iki deltada dabirer Kıbrıs kuyrukkanı ile 400. Kertiğim listeme daha da ilginç bir şekilde girdi. Ayrıca bu kutlama yine hoş bir olayla kesişiverdi. Bu yazımı yazmadan önce , sabaherkenden oğlum ofise geldi.Bana yeni basılmış kitabını hediye etti.Böylece güzel raslantılarla anılar pekişerek 400. Kuş Türlerim aile tarihimize karışmış oldu.

Bahar Bilgen / 2 Nisan 2012