Sabah Urfa'dan ayrılarak Nemrut'a dogru yola çıktık. Siverek'ten
dönüp feribotla Kahta üzerinden Nemruta dogru yol aldık.İlk feribota
binemesek de ikinci ek seferi kaçırsakta üçüncüye binebildik.
Feribot iskelesi civarından kayıtlarımızı not ettik. Feribotla gidiş ve
dönüşümüzde tüm dikkatimizle bakmamıza rağmen tek bir martı göremedik.
Nemrutta bitki, kelebek ve kuş dolu bir gözleme doğru yol aldığımızı
varsayıyor ama emin olamıyorduk.
Kahta
yolunun baraj gölü altında kalan bölümünde , feribotla yola devam
edip yolun tekrar göründüğü diğer ucta feribottan iniyoruz. Narince'den
Nemrut yönüne döndükten sonra iki yanı cennet dar bir yol
var.. Son köyden geçip arabayla yavaş yavaş yükselmeye başlıyoruz
ki bizi hemen Çütreler karşılıyor..Yolda beğendiğimiz habitatlarda
duraklayarak kelebek, bitki ve kuş fotoğrafları çekmeye başlıyoruz.
Kızılca kuyrukkakan , Boz Serçe, Taş Bülbülü, Boz Kirazkuşunu rahat rahat
ve bol bol gözlüyoruz. Öğle sıcağına rağmen arabayla gidilebilecek
son noktaya geldiğimizde buraya kadar gelmişken deyip, Emin batıdan
,Barbaros doğudan ve ben en arkadan kendi adıma yavaş yavaş
Commagene tanrılarına doğru yola çıkıyoruz. Gözalabildiğine uzanan
çevremizdeki yalnız dağlarla görüntü, oldukça heybetli.. Güneydoğu
Torosların en yüksek (2150m).tepesinde olduğunuzu zaten anlıyorsunuz.
İnsanın aklına Commagenelilerin 2000 yıl önce hangi tür
kuşlarla buraları paylaştıkları sorusu da gelmiyor değildi.. Belki hiç
bilmediğimiz türler de vardı. Coğrafyadan etkilenmiştik de tarihten pek
etkilendiğimiz söylenemezdi.. Neyse bu taştan gozlerin gördüklerini
tahmin etmek giderek üzücü de olabileceği için çiçekli ve kuşlu
iniş yolunu tutmak en iyisiydi.
Yine
birbirinden güzel vadilere iniyorduk. Emin kelebeklerin peşinde ,
Barbaros çiçeklerin peşinde ben her şeyin biraz peşinde dolanıyorduk.
Kelebek türleri çok zengindi. Melikelerin yüzlercesi bir arada
uçuşuyordu. Emin'den kaçar mı ?? Çöl melikesini nerdeyse ayağımızın
dibinde buldu."Bu çöl Melikesi galiba Bahar abla." Her
ne kadar günün galibi SICAK olsa da sağa sola dağılmış bizleri etkilemez
görünüyordu. O sırada bir çift Sarı gagalı Dağ Kargası tepenin
üzerinden birden ortaya çıkarak Emin'e düşünmediği kertiği
attırıyordu. Kuşlar yol boyunca yuvalara yiyecek taşıdılar, dallarda
tellerde uzun uzun seslendiler bizden hiç gizlenmeden poz üzerine
poz verdiler. Akşam oluyor , Feribota yetişmemiz üstelik yer kapmak için
sıraya girmemiz gerekiyordu. Daha uzun bir yolumuz vardı. Bu akşam
Diyarbakır' a ulaşarak orada geceleyecektik. Sabah, Dicle Kuştan
sevgili Hamza Deniz ile buluşup erkenden Karacadağ'a çıkacaktık..