Deltalar yarim olur… Ayrılmak zulüm olur…
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum, çamurun bereketli olsun.Göllerin, derelerin,sazlıkların, çalıların, tarlaların, ağaçların kuşlara yurt olsun her mevsim...Her bahar düğünün olsun Düğün çiçeklerinle sarı ve beyaz ; Kırlangıçlar ,Sarı Kuyruksallayanlar eteklerinden tutsun..Muhabbeti bol olsun Leyleklerinin, Söğüt Serçelerinin..
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum ayrılmadan hasret çöktü içime..Taşıyıp getirdiğin Anadolu toprakları hep kucağın olsun. Küçük ak Balıkçıllar süslesin her yerini, Alaca Balıkçıllar karşılasın misafirlerini yollarında her bahar..
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum saçlarım buram buram deltan kokar,Otururum Cernek in kıyısına , bakarım iki Pelikan birbirini kovalar ;Kılkuyruklar dalar tepeüstü komik; Çamurcunlar sıraya dizilir , Düdükçünler omuz verir sokulur birbirine.. Erguvani Balıkçıl güzel bir su yılanı ile akşam yemeğini hazırlar.. Saz Deliceleri her yaşta salınır gökyüzünde..
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum her kum taneni, her sazının telini, her çalının dikenini yazarak gözlerimden içime.Sazlarını aralar bir Saz Horozu ,ayağının birini hafifçe bükerek, kırmızı gagasıyla ürkek, bir sağa bir sola bakar.. Bu rengi gördüm daha önce nerede ? sade menekşelerde..
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum deltan kavurdu yüzümü ellerimi.. hatırlamak istemiyorum daha önceki hallerini.. Gidiyorum beni izleyen Tepeli Toygar, yemyeşil çayırlarında sarı bıyıklarını salarak dolanan Kirazkuşları ..Göklerde avını arayan Balık Kartalına özenip gözlerime siyah sürmeler çekerek gidiyorum ..
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum ayrılık saati yüreğimde çarpar tak tak !!
Galeriç subasarındaki Dişbudakların, Doğu Gürgenlerinin, Karaağaçların yeşillerine sarılarak, yağmurundan sırılsıklam olup, güneşinden kuruyarak gidiyorum… Yalancı Mersinler , Alıçlar, Ballıbabalar şu daldaki gerdanı kırmızı Küçük Sinekkapan, Büyük Baştankara gidiyorum.
Gidiyorum Kızılırmak.. Gidiyorum Çeltikçi sürüsünün gölgesinde, kur yapan Turnanın kuyruğundan modeller çizerek.. Gidiyorum bin kez bir sanrı yaşamadığımı hatırlatarak kendime..Gidiyorum deltandaki düğünü doya doya kutlamadan ,ormanında yürüyüp yorulamadan, ağlardaki Çizgili Ötleğeni, Kuyrukkakanı, Atmacayı ellerimle tutamadan,tarladaki Sakarcanın halini soramadan , kumda oturan aksak karagerdanlıdalgıcı iyileştirip gönderemeden Karadeniz'e.
Gidiyorum Kızılırmak gidiyorum botlarımdaki toprağın bana arkadaş, bırakarak arkamda cazgır Büyük Kamışçınları, arada Boğaz havası estiren Balabanları ve durmaksızın söylenen Ak Mukallitleri..Kulaklarımda Bülbüller.. Bu akşamdan sonra onlar ancak hasretimi besler.
Bakmayın gözlerime Aladoğanlar gidiyorum.
Bundan böyle yaşamak; sizlere kavuşmaktır biliyorum..