Iguasu 'ya gitmeye, Brezilya turunu satın aldıktan sonra karar verdim. Biletlerimi alırken Arjantin'de kalacağım halde neden Brezilya'daki bir havaalanına uçtuğumu gidince daha iyianladım:)

Iguazu nehri Brezilya ile Arjantin 'i birbirinden ayıran sınır ve Foz de Iguazu ( Iguasu Havaalanı ) nehrin hemen Brezilya tarafında .Saat 09:56 da Rio De Janerio da GIG havaalanından Foz de Iguazu ya kimlerle uçtuk inanmazsınız! Black Vulture lar ile. Uçak havalandı , ben de kitabımı çıkarmış hedef türlerimi gözden geçiriyordum. Yanımdaki çift bana kuş sormak istedi. Kafamı kaldırınca gözlerime inanamadım . Uçağın penceresindenKara Akbabalar görünüyor tam bizimle aynı seviyede! Yanımdaki çift de elimdeki kuş kitabını görünce bana kuşun türünü sormak istiyormuş . Onlara kitaptan da göstererek Black Vulture olduğunu tanımladım. Şimdi düşünüyorum da aklıma hiç "aman çarpışırsak " fikri gelmemiş bile! çünkü keyfim inanılmaz yerinde! Dünyanın ilk 7 doğa harikasından birine doğru gidiyorum ve merakım dorukta!

12:10 da indiğimiz Havaalanında kısa bir şok geçiriyorum. Aman Allahım bu küçücük havaalanı ne kadar kalabalık, inanılmaz! Tabi ya Brezilya'da Dini Bayramları vardı . Maalesef otel fiyatları , ben turu bağlayana kadar fırlamıştı:( Lady Aperecida Dini bayramı. Balıkçıların ağından çıkan boyu 90 cm.den az bir kadın heykeli. Ancak balıkçıların ağlarını balıklarla doldurduğu , bereket ve bolluk getirdiğine inanılan Lady Aperecida'ya adanmış ve 18.yüzyıl başlarından bu yana 12 Ekim de kutlanılan bir bayram.Parque Provincial Uruguai de kelebek dolu şelaleye girdiğimde, bir çift ve yaşlı anneanne veya babaanne gelip şaşkın bakışlarım altında küçük bebeği soyup suya soktular. Bebek hiç ağlamamıştı ama kelebeklerim bir süreliğine uzaklaşmışlardı. Bu banyonun nedeni de denizlerden nehirlerden gelen kısmet bereket adına , dini inançları gereği Lady Aperecida bayramı kutlaması.

Sonunda bavullarıma kavuşup dışarıya adımımı atar atmaz ismimi karşımda gördüm. Güzel bir Arjantinli hanım , Paula yarım günlük rehberim olarak beni karşıladı. Onunla çok keyifli ve verimli zaman geçirdik. Neotropical Yağmur ormanı habitatı uzmanlık dalı. Iguazu da yaşıyor . Iguazuya çok yakın Eldorado'da doğmuş. Bir de sırrı var: 3 aylık hamile ve çok mutlu. Birlikte Brezilya'dan Arjantin 'e sınır geçişini gerçekleştiriyoruz. Sınırı geçmek demek mutlaka Parana nehrinin üzerinden geçmek demek.. Parana Dünyanın ilk onu içinde yer alan muhteşem bir nehir. Iguasu da ona birleşen bir kolu. Köprüyü de geçtikten sonra ,nerdeyse 15 dakikada otelimdeyim! çok iyi bir otelde kalmayı planlamıştım. Seçimimi de yapmıştım . Bayram dolayısıyla fiyatlar değiştidediler yaklaşık 1000 $ artmış . Ben de Hotel Saint George önerisine evet dedim. çok da rahat ettim. Yemek ve kahvaltılar harikaydı . Kahvaltımı akşamdan paket olarak da hazırlayıp çıkarken alabiliyordum.Paula beni odama yerleştirdikten sonra küçük oğlum Mehmet'in önerisiyle Arjantin bifteklerinin tadına bakmaya bir restorana gidiyoruz. Boşuna değil bu övgü anlaşıldı. Arjantin pampalarında Gauchos (çobanlar) tarfından otlatılan sığırlardan elde edilen biftekler haklı şöhreti elde ediyor. Oysa ilk sığırlar buraya İspanyollar tarafından getirilmiş. Her neyse şimdi kuş zamanı!

Paula beni Açık hava Hummingbird bahçesine götürmek istediğini söylüyor. Yürüyerek dolaşa dolaşa gidiyoruz. Yolda dikkatimi çeken ağaçlarla ilgili bilgileri de alıyorum .Bence Paula bir şans oldu. Kereste yapımında kullanılan Zakkumgillerden bir ağacın önündeyiz ; Palo Rosa ( Aspidosperma polyneuron ) . IUCN de Redlist Kategorisinde " Endangered " olması da bu nedenle şaşırtıcı değil. Sonra çok beğendiğim bir ağaç daha ; Guapoy , ( Ficus luschnathiana ). Bir tür incir ağacı. O da Dutgillerden .Görünümü son dereceestetik.Kuşların çok sevdiği , tohumlarını Yağmur ormanlarında dağıttıkları bir ağaç.