AKSEKİ - GEMBOS - AKSEKİ

Yine unutulmaz bir ekip ! Bu garip bir ekip . Herbiri Kuşgözlemci ama bu turda orkidelerin ve tüm diğer çiçeklerin peşinde . Murat Bozdoğan , Barbaros Demirci , Soner Bekir ve ben . Daha sonra çok sevgili Hocamız Mecit Vural ve Ülkemizin en eski Kuş Gözlemcilerinden Tansu Gürpınar ile birlikte olduk. Onlara DKM den Uğur Zeydanlı eşlik ediyordu . İşin ilginci o grupta da Kuş ve Bitki beraberliği vardı . Toplamda Doğanın diliniçözmek için bulunmaz bir gruptuk .Akseki 'den İbradi ormanlarına ,oradan da Beyşehir 'e ,Mecit Hocayla bitki turuna devam ettik. Beyşehir cıvarında aynı yerde konaklayıp güzel sohbetlerle akşam yemeğimizi yedik. Ertesi gün Beyşehir cıvarında keşifler yaptık . Sonra onlarla ayrıldık. Biz yine Akseki 'ye doğru yol aldık .

Ülkemizin en gözde alanlarında adeta çiçek cennetinde dolandık. Tam olarak yansıtamasam da nefis manzaralar eşliğinde yol aldık . Tansu Hoca da , Mecit Hoca da hiçbir manzarayı kaçırmadan fotoğrafladılar . Güneyin yumuşak havasından karlı tepelere vardık . Akseki'ye döndüğümüzde hava kararmaya başlıyordu . Yine Gembos'ta günün son ışıklarında yaban çiçeklerini arayışımızı sürdürdük. Güzel bir günbatımı ile karanlık çöktüğünde yoldaydık . İşte ne olduysa o andan sonra oldu .İki arabaydık . Ben arkada Soner önde . Soner durdu .Biz de sağa çektik. Herkes asfaltın üzerindeki farların aydınlattığı noktadaki tavşana bakıyordu .Serüven başladı !

Bundan sonra olan biten herşey bugünkü gibi gözümün önünde . Zaten Soner ile, Murat ile yaptığım tüm gözlem gezileri anında heyecanlı bir serüvene dönüşür. Bu renkli serüvenler için onlara çok teşekkür ederim. BU SERÜVENİ BELKİ BİR GÜN PAYLAŞIRIM. :))

O günlerdeki yazım:

Merhaba;

29 - 30 - 31 Martta Akseki - İbradi - Beyşehir cıvarinda iki üç günlük bir kuş+bitki ve sonrasında 4 ve 5 Nisan da Antalyada Termessos ve Çıralı civarinda yine bitki+ kuş gözlemindeydim.

Burada işin en hoş tarafısürpriz olarak İbradi ve Beyşehir gözleminde gözlemciler arasında eski kuşçularımızdan sevgili Tansu Gürpınar vardı. Sevgili Mecithocamızla ve Tansu hocamızla ve de Murat, Barbaros,Sonerlepaylaştığımız kayıtları Kuşbankta görebileceğiz.. Mecit Hocamızı zaten biliyoruz,bilmediğimiz mutevaziliği idi..Tansu hocamızdan söz edecek olursak kuşlar kadar ,bitki dünyasını da son derece iyi bilmesi ve bitki lokasyonlarına hakim olması doğrusu benişaşırttı.

Hocalarımızın bir diğer hoş yanı da dayanılmaz manzaraları kesinlikle yağmur çamur demeden kaydetmeleri..

Kısaca dayanılmaz eranthis çayırları (bana kertik), bir dolu galanthusa ulaşmak ,orkideleri keşfetmek,endemik heyecanları ve hedef bitki arayışlarındaki dayanılmaz israrımız , daha onlarca çiçek..

Adım başı Boz Çıvgınlar , anılarla paylaşılan kahvaltı ve yemek..

Hocalarımızı uğurladıktan sonra maceralı bir akşam yolculuğu ve ertesi gün Murat Kaptanın önerisiyle daha Kuzeye.. Daha önce görmediğim kadargüzel orijinal ve içinde yaşanan Türk evleri ile dolu köylerden geçiyoruz, ancak zamanlama nedeniyle durup evleri bile çekemiyoruz. Kızılçam ormanlarından geçiyoruz, arada karışık karaçamlar , ters laleler , mantarlar ve yine uzun bitki listeleri..

Biz Barbarosla Antalyaya ,ben ertesi sabah İstanbula ,Barbaros gece Ankaraya gitmek üzere dönüyoruz..

Murat ile Soneri zifiri karanlık kamp yerinde bırakarak.

İkinci kez iş nedeniyle tekrar geldiğim Antalyada toplantıları bitirdikten sonra yine Murat ve Sonere katılıyorum. Bu kez bir daha çıkmam deyip de her kez daha yükseğine çıkmak için dayanılmaz nedenlerim olan Termessosa doğru yol alıyorum. Ne çare ki herçıkışımda üstelik birkaç sene daha büyümüş(!) olmam da cabası.. Soner son araç bırakılan noktaya inmiş, Murat ise yukarlarda.. Önce aşağıya Bıyıklı Ötleğen kertmeye iniyoruz. Ancak ses var kendi yok. Soner ta tepede çektiği ilginç olduğunu düşündüğü fotoğrafları bana gösteriyor ki biri neyse de diğeri beyaz bir muskari!! Nasıl çıkılmaz şimdi Termessosa ..Başlıyoruz çıkmaya . .Benim abarttığıma bakmayın genç adımlar için problem yok tabi.

Sonunda önceki çıkışlarımdan daha da yükseğe doğru çıkıyorum. Soner “orkide burada” diyor,sonra aa Bahar Abla aynı muskari burada da var!! (güzel bir kertik daha..) Biri lahitin altında diğeri üstünde! Çok şükür yaşayacağım varmış diye sevinçle fotoğrafını çekmeye başlıyorum. Bir alaca baykuş kulaklarımızın pasını siliyor. İnerken 5m. sağımızdaki yaban domuzuyla bir kertik daha atıyorum. Soner dayanamayıp yanına doğru gidiyor. Ben hafif toz oluyorum. Sonra sürüymüş diye Soner koşa koşa geliyor.Termessos daha bitmedi benim için hissediyorum, daha en üstteki noktaya çıkmadım.Hatta keşke çıksaydımda tamamlasaydım bu yaştayken diye de düşünmedim değil.

Ertesi gün Çıralıya doğru gidiyoruz. Adım başı orkidelerle çeşit çeşit çiçeklerle bezeli çayırlar , üzerinde koşan tavşanı ve yine uzun bir bitki listesiyle ;Muratla Soneri orada bırakıp Antalyaya dönüyorum.

Bu gezi için sevgili doğa dostları; Mecit Hocayı bile bitki tespitleriyle şaşırtan Murat’a ; zor olan her şeyi ustalıkla atlatan , yeni pişirme teknikleriyle geziye renk katan Sonere çok teşekkür ediyorum.. Sağolun sevgili doğa dostları..