Bathonea Antik Kenti !!! Küçük Çekmece , Istanbul

İki Antik Liman ve Dünyanın 3. Antik Feneri ile kocaman bir Antik Kent !!!
Henüz ziyarete açık değil. Kazı çalışmaları alanda değişik bölgelerde devam ediyor. Antik sağlık merkezi ve ilaç amforaları , Balık pazarları , Antik Liman yolları 8000m3 lük su sarnıçları , amforalar ,MÖ 2000 yıllık testiler.. Kalay bulunması !! 9. Ve 11. Yüzyıllarda, ticaret yapan Vikinglerin Mahallesi , Mezapotamya' dan Avrupa’ ya , Avrupa’dan Bathoena’ya Ticaret yolu durağı Bathonea !

Dün Sevgili Hocam Prof. Dr. Şengül Gündoğan Aydıngün’ ün daveti üzerine birlikteydik. Ben de o zor günlerden sonra kazıyı merak ediyordum. Henüz 5 sezondur ,öğrencilerle birlikte gönüllü bir çalışmayla devam eden kazılar her an müthiş keşiflere açık ! Kazı alanlarını gezerken , Şengül Hocayı dinledikçe , Arkeoloji ve tarih konusunda oldukça zayıf olduğum halde , çok etkilendim. 2010 yılında ortaya böyle bir Antik Şehir çıkacağını bilmiyordum. Alanı kuşlar ve bitkiler için korunmasını hedefliyordum. Doğa ve Arkeoloji , birlikte bu alanı ve birbirlerini kurtarmıştı.

Nefis böğürtlenler , harika incirler de cabası . Akşam hocam bizi bırakmadı. Kuşçuluk yaşamımda ilk kez , Bathonia şantiyesinde , gece mehtapta üstü açık sinema misali sunum yaparak yine kuşları anlatmaya çalıştım .

Söz değil, yazı değil , iş yapmak . Türkiye’nin ihtiyacı olan bu ! Bathonea da sonucu!

MÖ 2000 – MÖ1600 yılları arasında bulunan Hitit heykelcikleri ile Hititlerin burada yerleştiği ; durağan bir dönemden sonra geç Roma erken Bizans izlerine raslandığı ortaya çıktı . Istanbul’un Tarihi hatta Deprem geçmişi de Bathonea Antik kenti ile gün yüzüne çıkıyor.

Mart ve Nisan 2010 tarihlerinde Prof Dr. Şengül Gündoğan Aydıngün ile tanıştım . Küçük Çekmece Lagün Gölü Uzun yıllar Istanbul’un İçme suyu havzası olarak koruma altındaydı . Ayrıca aynı alanda ve Gölün Batısında 1. Derece Arkeolojik SİT alanı bulunuyordu. O nedenle Küçük Çekmece gölünün koruma altında olması biz kuşçulara da güven veriyordu. Doğu kıyıda şehirleşme nedeniyle şansımız yoktu. Kuzey ise avcı gümeleri bulduğumuz Sazlıdere sazlıkları ile çevrilidi. Sit alanı Batıdaki Eskinoz deresi ile Sazlıdere arasında ki yarımada üzerindeydi. Kısmen tarla olarak ekilip biçiliyordu. Önce Küçük çekmece Lagün gölünde kirliliğin arttığı söylentileriyle birden İçme suyu havzası olmaktan çıktı . Böylece birinci koruma ortadan kalktı. Neyse diyordum SİT alanı koruması var nasıl olsa.

Mart 2010 yılında bir haber geldi bir arkadaş beni arıyordu. 7 Ocak 2010 da SİT Alanının derecesi I den III e düşürülmüştü . Bu da kısmen yapılaşmaya alanın açılması demekti . Talibi de TOKİ idi. Şengül Gündoğan Aydıngün Hocamla bu vesile ile tanıştım. Küçük Çekmece havzasının Kuşlar ve doğa olarak önemini anlatan bir sunum ve savunma hazırlamamız gerekiyordu. Zaten ortadan SİT alanı kalkarsa, alan tamamiyle korumasız kalacaktı.

Doğa Derneğinden alana ait ÖDA olarak ellerindeki bilgileri rica ettim. Güzel bir rapor geldi . Ben de biraz çalıştım ve sunumlar hazırladım. Şengül Hoca ile Istanbul 1 Ve 7 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarında toplantılarda sunumlar yaptık. Bu çalışmalarımızın sonucu Arkeolojik SİT alanının derecesi 1. Derece olarak kalmasına karar verildi.Kazanmıştık.

Bu çalışmada birlikte olduğumuz Prof Dr. Şengül Gündoğan Aydıngün Hoca yaşamımda hiç unutmayacağım örnek bir insan. Onun kararlı adımlarına , kendiminkini de eklemiştim fakat gerçekten zor bir konuydu. Şengül Hocanın zorlukları teker teker aşması ve kazılara başlaması , kocaman bir antik kenti dar bütçelerle ortaya çıkarması ilham verici.

Bathonea Antik kenti bugün kazı Başkanlığını da yaptığı Şengül Hoca’nın gayretleriyle yepyeni keşiflerle haber oluyor.