Yazan . Emin Yoğurtçuoğlu
Adilcevaz civarında bilmem nekuşlarınıheyecan içinde geçen arayışımız sona erince, Nemrut Dağına doğru yola koyulduk ama öncesinde Ahlat'tan hemen sonraki Vali Uğur Boran kuş cennetindeydi sıra. Tariflere göre Doğu Kamışçını'nın bir diğer noktasıydı orası gerçi biz Bendimahi'de görmüştük ama özkan daha iyilerini çekebilrdi.Oradadaiki Doğu Kamışçını gördük, sıcak olduğu için sazlıktan çıkmadılar pek. Fazla durmadık.

Adıyaman'da ki Nemrut'tan sonra şimdi Bitlis Nemrut'undaydı. İkisinide önemli yapanfarklı yapılar vardı. Biri doğa, diğeri insan etkisiyle oluşmuş! İkiside birbirinden ilginç.Nasıl bir memleket!Bu arada Nemrut Dağının dünyadaki en büyük ikinci krater gölüne sahip olduğunu gözlerimizle gördük. Gerçekten söylenenler doğruymuş:PAncako dev duvarları herkes görmeli, gölün pek çekiciliği yok, bildik göl amadik duvarlar! Genede havadan bakmayı tercih ederdim. Bir dahaki sefere artık.
Bu aradakesinlikleNemrut'un son patlayışını görmek isterdim, güvenli olmazdı belki ama:)Düşünsenizenasıl bir patlamaki 8 km çapında bir krater oluşmuş.Kraterin iççindeykenbir yanardağın içinde olduğunuzu anlıyorsunuz, diğer sönmüş volkanlar gibi değil. Taşlara basınca yanmış oduna basmış gibi oluyorsunuz. Kumlu toprak yanmış gibi, sanki kül, basınca gıcırdıyor.Her tarafta garip taşlar mevcut,6 cm'den büyüksimsiyahtaşlar(bomba diye adlandırılır),güneşin altında parıldıyor, sanki dışları cilalı.Nemrut'un yolları biraz bozulmuştu, aslında düz bir yol ancak son sellerden sonra asfaltlar bile yarılmış. Dönüş yolumuzda şiddetli sağanak altında geçti zaten.

öğleden sonra gitmemiz sebebiyle pek fazla kuş yoktu ancak genede Sürmeli Dağbülbülü hayallerimizi kaybetmedik!(Ben çoktan kelebeklere dalmıştım:) Erkek çayır Delicesi beklemediğimiz şekilde kayaların arasından çıkıp kayaların arasında gözden kayboldu. Kelebek ve endemik bitki peşindeyken Boğmaklı Ardıç bende varım der gibi çıktığım tepeden karşıya uçtu. Kızıl gagalı Dağkargaları görülmeselerde sesleri aşağıya kadar geliyordu. Gölde ise sadece Van Gölü Martıları vardı, Kadife ördek göremedik, zaten pekte bakamadık açıkcası.

Bu arada Tatvan'da kalırsanız kesinlikle oranın yöresel çorbasını deneyin.(Afşar'dı sanırım, çorbayı görünce neden ısrar ettiğimi anlayacaksınız, hele damağınızda ince bir katman bırakarak midenize inincede bana telefon açarsınız artık:)