Gökyüzü yine masmavi . Nerdeyse hiç yağmur görmedik tüm turda ! Bir gece yağdı o da Andasibe ‘de. Bavullarımız kapılarımıza çıkardık. Erkenden, son bir gözlem turu yaptık otelin çevresinde. Sıkı bir kahvaltıdan sonra yola çıktık. Yolda iki durağımız olacak ve ancak akşam oldukça geç Ranomafana da olacağız.Bundan sonra yolumuz fena değil . Aracımız rahat 4x4 ,Zaten üç kişiyiz. Lalaina önde John ile birlikte. Arkası bizim. Bavullar tepede.
İlk durağimiz tipik bir Madagaskar ilçesi Fianarantsoa ‘dan geçiyor. Şehrin içinde, yolun üzerinde bir yerde, Lalaina bize inmemizi söylüyor. Biz sağa sola bakınırken, ilerde duvarların arkasından görünen ağaçların üzerinde fazla sayıda beyaz büyük kuşlar var. Balıkçıllar! Dürbünle bakınca bilmece çözülüyor. Yanlarına yaklaşmak için yürümeye başlıyoruz. Çok hoş bir görüntü. Matsiatra nehri ilçeden geçiyor. Balıkçılların sırrı henüz göremediğimiz bu nehir.Balıkçıl cinslerini ayırmaya çalışıyoruz. Küçük Akbalıkçıllar , Büyük Akbalıkçıllar , Gece Balıkçılları bizde de olduğu için onların arasında ilginç tür olup olmadığına bakıyoruz. Koyu renkli Balıkçıl dikkatimizi çekiyor. Dimorphic İkiz Küçük Akbalıkçıl (Egretta dimorpha) .Henüz bu koyu form eBird – eKuşbank ‘ta ,Küçük Akbalıkçılın alt türü olmakla birlikte , IOC listesinde tür oldu. Bir diğeri de, Afrika klasiği , daha önce Etopya'da gördüğüm Kara Balıkçıl (Black Heron). Mavi gagalı Madagascar Pond Heron da hedefler arasında olduğundan gözlerimizi detaylardan ayırmıyoruz.Bir süre sonra daha rahat gözleme geçiyoruz. Tüylerini tarayanlar , güneşlenenler , karnı acıkanlar , yerinde duramayanlar . Gerçekten manzara nefis.
Arabada uyukluyorduk, Balıkçıllar bizi canlandırdı. Yolda tipik Madagaskar evleri olan yerleşimde duruyoruz. 1960 a kadar Fransızlar da yönetimde olduğu için tipik yapıları anlamak da oldukça seçici oluyoruz. Öğle oldu bile . Restoranda siparişlerimizi verdikten sonra Lalaina yakında Korunan özel bir ormana gideceğimizi söylüyor. Yürüyerek Rehberimizi izliyoruz.
Kuru Ormanın içinde kayalıklara yaslı dar bir
vadiye iniyoruz. Bizi Halkalı kuyruklu Lemurlar karşılıyor adeta. Çok
yakınımızda olmaları düşündürüyor. Bu yakın ziyaretler onları nasıl etkiliyor
acaba diye . Kesinlikle apaçık bir alan ve bizimle de hiç dost olmaya niyetleri
yok. Kaçmıyorlar da. ANJA PRIVATE FOREST. Ne iyi korunmuş! Madagaskar’ın güney
ve güneybatısında geniş bir dağılımları bulunuyor. Bu alan tam uçta , sınırda.
Doğal ortamında görmek için son şanslar belki de. Gözleri , bakışları ürkütücü
. Hızlı ve seri hareketleri var . Gençleri fazla. Çok değişik orman meyveleri
var. Yapraklar ve meyvelerle
besleniyorlar. Biz alandan ayrılmak istemesek de daha uzun bir yolumuz var .
Lalaina bizi Restorana götürüyor. Küçük , temiz ve lezzetli yemekleri olan bir
yer. Madagaskar’ın tavukları uzun bacaklı ve zayıflar. Değişik tipleri var.
Yol yorgunluğu yavaş yavaş üzerimize çökmeye başlıyor. Akşam oldukça geç Setam Lodge’a varıyoruz. Yamaçta setlere yerleştirilmiş bir otel. Her yer mis gibi kokuyor , iç ferahlatıcı doğal çiçekler olmalı ! Harika !Mis gibi kokan hava odalara doluyor.