Instagram

LE RELAIS DE LA REINE - ISALO

Sabah arkamızda rüya gibi Baobablarıyla sarı ormanı bırakarak , Toliara üzerinden Ranohira’ya gitmek üzere hareket ettik. Öğleye kadar yollardaydık. Yaklaşık dört buçuk saatlik bir yol. İçinden geçtiğimiz coğrafya genelde kızıl kahve .. Yaklaşık üç buçuk saat sonra Zombitse Ulusal Parkındaydık. Fakat zamanlama yönünden parka yarın sabah otelimizden geleceğiz. Sürücümüz John , Otelimizden sadece bir saat 15 dakikalık uzaklıkta olduğunu söyledi.

Yolumuz birden bir kasabanın içine düştü. Son derece hareketli ve kalabalık. Öğrendik ki İlakaka yakut ve safir çıkarılmasında ve ticaretinde önemli bir yer. Madagaskar özellikle Safiri ile de ünlü. Genelde Fransızların hakim olduğu bir ada olmuş . 1960 da Fransızlar gittikten sonra nerdeyse bir çivi çakılmamış. Halkın çoğu Fransızca biliyor. Madagaskar halkını Afrika asıllı olarak düşünüyor insan . Aslında çoğunluğu Malay asıllı. Çalışan , iş yapan da bu Malay asıllılar. Afrika asıllı olanlar yüzde otuz gibi. Ekonomiye fazla bir katkıları yok. Ilakaka son derece renkli ve canlı bir kasaba. Bana Peru’da geçtiğimiz halka açık altın madeni kasabasını hatırlattı. Trans Amerika Highway üzerinde Altın madeni kasabası. O da aynen canlı ve kalabalık bir yerleşimdi. Terkedilmiş madenin çevresinde arayıştalardı.


İlakaka’yı geçtik. Lalaina yolun iki yanında yer alan seyrek Palmiyeleri gösteriyordu. Endemik Madagaskar Palmiyeleri ! Yer yer kayalıklar olan düzlükler . İlk kez burada son derece düşündürücü ve üzücü olan Madagaskar gerçeği ile karşılaşıyoruz. Simsiyah yanmış düzlükler var. Bizdeki anız yakmanın fazlası gibi. Lalaina Zebuların ( eti yenen büyükbaş hayvan) yediği otların yakıldıktan sonra bol miktarda çıktığı için tercih edildiğini söylese de bunun sadece nedenlerden biri olduğunu öğreniyoruz. Yağmurun neredeyse bir – iki ay düştüğü bu topraklarda yağmuru davet etmek için yaktıklarında göğe yükselen siyah dumanla yağmur yağacağına inanıyorlarmış. Yakılan yerlerde canlı olarak bir çok tür de kaçıyor veya yok oluyor. O nedenle yırtıcı kuşların yer değiştirdiğine şahit olduk. Neyse sonunda kayalara oturtulmuş mimarisiyle otelimize geldik. Fransızlar inşa etmiş. Safir ve yakut ticareti gelen giden yabancıları ağırlamak için veya kendileri yaşamak için seri otel yerleşimi . Heyecanlanıyoruz çünkü bahçe güzel kuş türleri bulabiliriz diye düşünüyoruz. Yol boyu dediğim, 225 km nerdeyse sadece tek tür nokta atışı kuş gördük ; Madagaskar Bağırtlağı (Madagascar Sandgrouse)!



Öğle yemeği ve siestadan sonra otelin çevresini hep birlikte keşfe çıktık. Otelin çevresindeki bu ilginç coğrafya bana 5 yeni tür getirdi. Öncelikle de dikkatimi çeken yepyeni bir bitki! Varlığından bile haberim olmadığından epey heyecanlandım. Fil Ayağı Bitkisi (Elephant’s Foot Plant) ! Madagaskar endemiği bir bitki ! Madagascar doğası nereye dönseniz endemik canlılarla dolu. Bahçe keşfi çok daha keyifli olacak fakat hava hala çok sıcak. Kayalara çıkıyoruz , onlar da yanıyor adeta. Kuş ne yapsın buralarda. En kolay türümüz Madagaskar Palmiye Ebabili (Madagascar palm Swift) oluyor. Eh endemik Palmiyelerin endemik kuşu oluyor buralarda. Madagaskar Kukali (Madagascar Coucal) yaygın tür olduğundan listemize kolaylıkla giriyor. Madagaskar Sukılavuzu (Madagascar Rail) ise uğraştırıcı bir tür. Bugün sadece otelin arkasındaki dere kenarında bekledik ve sesini dinledik. Yarın da şansımız var daha. Kuşçulukta en dayanamadığım kıpırdamadan Yelve beklemek. Bugün bekle yarın bekle şu Yelvelere biraz deli oluyorum sanırım! Zaten Andasibe de bıraktım otele gidip Filiz ile çay içtim. Ama Murat öyle mi ya ! Rehberler bile bezdi ama Murat bezmedi ! Gitti tek başına ne yaptı etti buldu yelveyi . Onun bulduğu Ak gerdanlı Yelve (White throated Rail). Helal olsun! Ben sesini duyduğumuz halde listeme eklemedim. Bana göre Pittaları bile onlardan daha kolay buluyoruz Dünyada. Bu alanda ve Zombitse de görmemiz gereken hedef türümüz var. Benson'un Taşkızılı (Monticola sharpei bensoni) . Bu alttür yakında tür olacağından önemli. Bundan sonra gideceğimiz noktalarda bu alttür yok. Gerdanındaki gri biraz daha göğsüne iniyor. Fotoğrafı seriye ekledim fakat çok iyi değil. Benson Taşkızılı için epey terledik ama sonunda zafer bizim!



Akşam yemeği için restorana giderken alevleri farkettim. Yukardaki camdan baktığımda bize oldukça yakın bir alanı yakıyorlardı. Rüzgar yok. Fakat alevler büyüyor ve yayılıyor. Lalaina ile John geldi. Onlara göre otele gelmez ama havadan simsiyah kurumlar dökülüyor. Güzelim Palmiyeler , kuşlar , herşey.. Bavulları toplayalım mı diye sordum , Lalaina buralara gelmez dedi. Otelde herkes yangın yönünde ayakta dehşetle izliyordu. Epey sürdü. Akşam yemeğinden sonra kontrol altına alındığını gördük. Sabah baktık da oldukça yakın bir alan yanmış gerçekten.

Filiz oteli çok sevdi , bizimle Zombitse’ye gelmedi. Hak vermemek elde değil. Odalarımızın yerleşimi çok güzel , teraslarımız doğrudan bahçeye açılıyor , çok ferah. (Fotoğraf : Endemik Palmiyeler)



www.baharca.com sitesinde bulunan tüm yazılar, belgeler, listeler ve fotoğrafların tümünün kullanım hakkı Bahar Bilgen'e aittir. 2. şahıslar tarafından kopya edilemez, kullanılamaz ve izinsiz kaynak gösterilemez. Her hakkı saklıdır.