MACELLAN CILIBITI : TEK BAŞINA BİR AİLE ! ve KRAL PENGUENLER

Yine kahvaltıdan önce kıyıda gözleme başladım. Bugün yoluma Tepeli Ördekler (Crested Duck) çıktı. Eşini bulmuştu ama tam üreme formuna girmemiş gibiydi. Macellan Karabataklarının yanında sürpriz var mı diye baktım. Yarın sabah burada olmayacağız ama ondan sonraki sabah burada kumsalda olacağım. Şimdi uzun bir Patagonya turu için limana gidiyoruz.

Çok rahat bir feribot geçişi için hazırdık. Hava ılıman , açık ve hafif rüzgarlıydı. Böyle bir havada Punta Arenas 'dan , Porvenir 'e doğru Macellan boğazını geçmek ve rahat gözlem yapabilmek güzel şanstı. Rahat derken hareket ettikten sonra rüzgar ve soğuk iyiydi doğrusu. Macellan Penguenleri sık sık çevremizdeydi. Cape Town Okyanus gözleminde tanıştığım Wilson's Storm-Petrel yine bir birey gördük. 30 a yakın Southern Fulmar , bir birey Antarktik Dev Fırtınakuşu (Souther Giant Petrel) , 6 birey Kara kaşlı Albatros , yine daha önce gördüğüm Beyaz gıdılı Yelkovan (White chinned Petrel) ve 40 tan fazla Macellan Dalıcı Fırtınakuşu (Macellan Diving-Petrels) ile heyecanlı , keyifli bir boğaz geçişiydi. İki saatten fazla süren yolculuk ve gözlem sonunda Tierra del Fuego'ya vardığımızda tüm grup birlikte bir Macellan anısı fotoğrafı çektirdik. Bir anı fotoğrafı da ben rehberimizden rica ettim. (Fotoğraf : Tepeli Ördek)

Benim için bu yolculuğun en heyecan verici türlerinden biri Yunus Martıları (Dolphin Gull) oldu. En güzel martılar kategorisinde bence kesin ilk üçe girer . Ross's Gull ile rahat kapışır ! Bizi limandan hem giderken uğurladılar, hem de Tierra del Fuego 'da karşıladılar. Onlarla olabildiğince zaman geçirdim. Güzelim Yunus Martıları , Yosun Martıları (Kelp Gull) ile iskeleyi süslüyordu. (Fotoğraf : Yunus Martısı)

Kısa bir kara yolu sonunda piknik şeklinde öğle yemeği için Steve bir yer seçti. Esrarengiz manzaraları olan bir yere gidiyoruz demişti. Hedef türü erken söylese kimse kalmazdı herhalde orada , herkes kıyıya inerdi . Piknik sonunda teleskoplarla taramaya başladı grup. Lagünün kıyısında bir Cılıbıt olduğu müjdesi verildi. Steve kontrol ettikten sonra çok yavaş aşağıya inmemizi söyledi. Dik bir şevden lagün kıyısına inerek Steve in yanında bekledik. Herkes çok heyecanlıydı . Benim gibi Aile listesi tutan Sydney'li Peter ve ben belki daha heyecanlıydık. Sonunda yakut gözlü Macellan Cılıbıtına kavuştuk (Magellanic Plover)!!! Hiçbir Cılıbıta benzemeyen , tek başına apayrı bir kuş ailesinin tek üyesi Macellan Cılıbıtı! Kocaman Dünyada tek türle bir aile .. Rüya gibi ! Rüya derken aslında tür için durum pek iç açıcı değil. Dünyada 1500 birey olduğu yazılıyor. Çok yakın tehdit altında bir tür. Uzun kanatlı Kumkuşu (Baird's Sanpiper) ile birlikte hızlı hızlı besleniyorlardı . Başka da hiç kuş yoktu kıyı boyunca. Pluvianellidae - Macellancılıbıtıgil ! Hoş katmanlardan oluşmuş sahil kayalıklarını izleyerek yukarı çıktık.Biraz da oralarda bakındık. Aracımıza binerek 2.5 saatlik uzun bir yola çıktık.

Yol asfalt görünse de çok fazla deforme olmuştu. Akşam dönüşe geç kalmamak için son hızla gidiyorduk. Yolun bir kısmını ayakta gitmeye karar verdim. Ne de olsa henüz kırık ameliyatımın üzerinden üç ay geçmişti. Yol boyu Guanaco lar arada bize eşlik ediyordu . Ayakta giderken çevreye de bakıyordum. Rhea görme olasılığı da vardı. Birden bir Tinamo gördüm . Dümdüz arazide çalılıklar var . Bir çalının dibinde besleniyordu. Kafasındaki çizgiler ve dağılım Patagonian Tinamo olduğunu söylüyordu. Aracı durdurana kadar o noktayı geçtik gittik. Bu kaydı tek başıma girdim. Ebird bölge sorumlusuna yazdım. Sanıyorum onayladılar. (Fotoğraf : Yunus Martısı)

Hava gerçekten çok yardımcı oluyordu. Apaçık bir görüşle yola devam ediyorduk. Ancak hiç kuş durağı yapmıyorduk. Göz alabildiğine dümdüz pampalarda (otluk steplerde) sallana , sarsıla ,zıplaya gidiyorduk. Sonunda biraz uzakta aracımızdan inerek , ahşap perdelere doğru yürümeye başladık. Kıyıdan uzakta çit çekerek alanı tümüyle korumaya almışlar. Onları kalabalık görünerek rahatsız etmemek için ahşap perde uygulaması yapmışlar ve ortasında pencereler var. Zaman geçtikçe bu perdelerin rüzgardan da bizi koruduğunu düşünmeye başlamadım değil. Bahía Inutíl'deydik (Yararsız Körfez) ve önümüzde Kral Penguen kolonisi vardı! Hem de gençleriyle !

Güzel bir merkez yapmışlar . Gözlemden sonra oraya uğradık. Koruma için çabalayanlara bir gelir olması amacıyla biraz alışveriş yaptık.Akşam oluyordu . Bu akşam Cerro Sombrero da bir otelde kalacaktık . Yine de uzun bir yolumuz vardı.