Otelde güzel bir akşam yemeğini iyi bir uyku izledi. Grubumuz 12 kişi ve 2 rehberden ibaretti. İngilizler , Avustralyalılar, Kanadalılar , Amerikalılar ve ben vardık. Rehberimiz ve Liderimiz Steve ve diğer rehberimiz Jack. Dört çift , telaşlı , keyifli ve neşeliydiler. Amerikalı çiftlerden biri Doğa Tarihi Müzesinden emekli olmuştu. Julien geziye renk kattı. Örümcek böcek bitki ne olursa rasladığımızda anlatacak hikayeleri her zaman vardı. Yaş ortalaması yüksek bir gruptuk.

Sabah erkenden Punta Arenas’a gitmek üzere Havaalanına geldik. Rahat bir uçuşla Punta Arenas’a vardık. Uçakta İngiliz çift ile birlikte oturduk. Hanımı Margareth'in Çellist olduğunu öğrendiğimde çok sevindim. Douglas, çelik sektöründen emekli olmakla birlikte, tekrar davet edilerek haftada üç gün çalışmaya başlamış. Müzikten konuşmak iyi geldi. Schumann dan , Dvorak , Brahms , Elgar , Vivaldi derken Yo Yo Ma ya da geldik. Aslında Douglas'ın ingilizce aksanı zorlayıcı olabilirdi ama nedense sorun olmadı . Hatta Steve bir ara nasıl anlaşıyorsun anlayamıyorum diyor. Komik. Kuşlara dönersek , öğrendiğimize göre iki gün süren yoğun yağış sona ermiş , sulak alanlar su dolu ve kuşlarıyla zengindi. Hava güneşli ve açık! Otele giderken gözlem yaptık. Hava bu turda da çok yardımcı oldu. (Fotoğraf: Stewe Howell 'in turumuzdan bir derlemesi)

Gözlerime inanamıyordum çevremde dolanan türlere baktığımda gerçek mi diye gözlerimi oğuşturmam gerekiyordu. Tres Puentes Wetland da nereye dönsek kuşlar ya yavrularıyla ya da çift geziyorlardı . Yuvada oturuyorlardı ve onları rahatsız eden kimse yoktu. Bahar tüm hızıyla gelmişti . Adeta kaçırmak istemedikleri bir telaş içindeydiler. Macellan Kazı (Upland Goose), Peru da gördüğüm , Ak kulaklı Batağan( (White-tafted Grebe) ; Güney Negritosu (Austral Negrito) , Forsa Ördeği (Flying SteamerDuck) , yakışıklı Gri başlı Kaz (Ashy-headed Goose) ve giderek daha nadir görülen Kızıl başlı Kaz (Ruddy-headed Goose) dahil olmak üzere sayısız yeni türle harika bir başlangıç! (Fotoğraf : Ak Kulaklı Batağan)

Sonrasında Otelimize yerleşerek, Macellan Boğazı'nın kıyısında , sahil boyunca güneye doğru yola çıktık. Yol çok verimliydi. Yakışıklı Mavi gözlü Karabataklar ile (Imperial and Rock Shags) Macellan Karabatakları kayaların üzerinde sahil boyunca kurdaydı. Falkland Cılıbıtı (Two banded Plover) civcivleriyle dolaşıyordu. Güney Amerika Sumruları balık avında ustaydılar. Antarktik Dev Fırtınakuşları , Kara kaşlı Albatroslar açıkta dolaşıyordu. Kelp Kazları ve birkaç çift Macellan Forsa Ördeği derken sık sık duruyorduk. Steve ricamı dikkate alarak Nothofagusların yanında durduk. Heyecanlanmıştım! Onları ayrıca paylaşacağım. Daha önce Güney Amerika da gördüğüm Güneyli Karakara bize nefis bir gösteri sundu. (Fotoğraf : Güneyli Karakara)

Ak kulaklı Batağanların yelpazeli ak kulaklarına hayran kaldım. Al burunlu Mekelere daldım gittim. İstanbul'da geç de olsa ilk tanıdığım kuşlar arasındaydı. Yıllarca adını öğrenmeden izlemiş durmuştum. Şimdi ise Al burunlu Mekelere kadar görmek kısmet olmuştu! Bu turda 5 tür Meke görecektik ve 4ü bana yeni tür! Gözlerinin sapsarı irisiyle Macellan Poyrazkuşlarını gördüğümde mest olmuştum! Poyrazkuşu ailesi Dünyada sadece 12 tür. Macellan Boğazında gözlem yapıyor ve Güneye gittikçe türler önümüze geliyordu. Bilmediğim sarı çiçekli ağaççıkların , Yalancı kayınlarla yaptıkları arkadaşlığın seyrine doyum olmuyordu.

Durduğumuz bir noktada , Steve gülerek , bir ağaçtaki kuşlara bakmamızı söylüyordu . Ağaçta Papağanlar vardı. Güney Kutbu Bitki Krallığı sınırları içindeydik ve papağanlara bakıyorduk! (Austral Parakeet) Kanadalı dostlarımız Istanbul'a ziyaretimize geldiğinde onları götürdüğüm yerde Papağanları görünce o kadar çok hayret ettiler ki , dakikalarca onları konuştuk. Şimdi ben de aynı durumdaydım. Gerçekten Papağanlar Dünyada her yerde yaşayabilecekler herhalde. Hava kararıyor güneş batıyordu. Gördüğümüz türlere göre gün erken bile bitmişti . Neyse ki daha başlangıçtaydık! Akşam yemeğinde patlıcan ve ve iri dilimlenmiş soğan soslu adını unuttuğum bir balık yemeği vardı. Patlıcanla sotelenmiş balık nefis oluyormuş böylece öğrenmiş oldum. (Fotoğraf : Macellan Papağanı)

Her sabah kahvaltıdan önce hemen Boğaza iniyor kumlarda yürüyüş yapıp kabuklara bakıyor , sahile vurmuş yeni bir kelp yosunu türü keşfediyordum. Eski iskelelerdeki Karabatakları tanımlamaya çalışıyor , kendi kendime gözlem yapıyordum. Kıyıda bir de anıt vardı. Macellan'a derin bir saygı duyuyordum. (Fotoğraf : Punta Arenas Sahil)

Dünyanın benim için altıncı ve son Bitki Krallığımda ve yine kuşlarlaydım.