Üç ay
önce Papua yollarındaydım . Şimdi Madrit ve sonra Barselona , bir ay sonra
aktarmalı Kostarika . Havaalanları giderek sıkıcı olmaya başlıyor. Sabah
bavulumla Madrit
Havaalanının Geliş bölümünde olmam
gerekiyor. Grupla orada buluşacağız. Rehber daha önceden tanıdığım Güney Afrika
turunu yapan Pete. Bir süre sonra onu görüyorum. Böylece uçaktan inenlerle grup
tamamlanıyor. iki aracı paylaşıyoruz. 10 kişiyiz ve iki rehberimiz var. Grupta
bir Hollandalı var .Diğerleri İngiliz. Madrit’den güneye doğru gidiyoruz. Önce
bir Puhu arayışı için yol üzerinde bir yerde duruyoruz. Puhu yok fakat Kızıl Keklikler
(Red legged Partridge) dolanıyor. Kara kızılkuyruklar , Söğüt Serçeleri ,
özlediğim Kızıl Çaylaklar , yol kenarında bir Kara Çaylak ve Gökçe Delice, İkinci
durağımız kocaman bir ovaya hakim bir noktada inşa edilmiş tarihi bir kale
:Castillo de Calatrava la Nueva. Hemen kale yolunun kenarında Kara Kuyrukkakan
dikkatimizi çekiyor. Sonrasında Gökardıç , Tekla Toygarı , Kaya Çintesi ve
harika Büyük Dağ Bülbülü ve Kocabaş ! Özlediğim türler birer birer dökülüyordu
. Rahat apaçık bir gözlemi özlemişim. Çok keyifli! Ayrıca buraları bekleyen
tehlikeleri bilmediğiniz için rahatsınız. Türkiye’de adeta kuşa gitmeye
korkuyorum alanı ne halde bulacağım acaba diye . Yeniden yola koyuluyoruz. .
Hava kararırken Andujar daki butik
otelimize varıyoruz. Bizden başka otel misafiri olmayacak.(Fotoğraf: P. Morris)
Kahvaltı sabah 07:00 de . Yepyeni bir habitata gideceğiz.
Bu alan soyu tehlike altında olan İber Vaşağının koruma alanı . Dünyanın en
nadir kedi türü. 1960'da 3000 civarında olan sayısı, çok düşük bir seviyeye
gerilemiş. 2005'te de 100 e düşmüş. O zamandan beri, yoğun koruma önlemleri,
yeniden tanıtma programıyla birleşirilerek, sayıları tekrar artmış ve 2015
yılına kadar 400'den fazla bireye ulaşmış. Muhteşem Sierra de Andújar habitatı ,
her zaman bu muhteşem kedinin kalesi olmuş. Mantar Meşelerinin maki ile karışık yer aldığı
bu habitatta ılıman Akdeniz iklimi hüküm sürüyor desem de Ocak ayında
gökyüzünde bir tek bulut olmasa da , güneş her zaman tepemizde olsa da hatırı
sayılır bir soğuk da var. Mantar Meşesi burada doğal yetişiyor. Daha önce Fas’ta doğal ortamında görmüştüm. Şimdi İspanya da!
Harika! Vaşaklar bu yavaş büyüyen ve herdem yeşil meşelerin arasında
yaşamlarını sürdürüyor. Sierra De Andujar , son yıllarda memeli gözlemcilerine
eşsiz olanaklar sunmaya devam ediyor. Gün ışığında aktif olduklarından birden
fazla görme şansımız var. Alan tel örgülerle çevrilmiş. Öyle ki Yolun altındaki
menfezler geçişleri için adeta bir yol niteliğinde. Menfez baş duvarlarına
kadar tel örgü çekilmiş. O nedenle bizim üzerinde olduğumuz yola çıkamıyorlar.
Ancak onların arazisinde de eskiden kalma patikalar yollar var.
Vaşakları ararken, gördüğümüz yırtıcı kuşların haddi
hesabı yok! Benim yeni türüm İspanyol şah Kartalı , Mantar meşelerinden birinin
üzerinde güneşleniyor örneğin ! Hava ısındığında termalleri yakalayan Kızıl Akbabalar ve Kara Akbabalar akını
başlıyor. Bu büyük koruma alanının ortasında bir yol üzerinde kmlerce gidip
geliyoruz ve kendimize bir gözlem noktası seçiyoruz. Daha önce Vaşakların
geçtiği görüldüğü bölgelere insanlar yoğunlaşıyor. Birden farkediyorum nerdeyse
yüzlerce gözlemci burada . Gören grup diğer gruba haber veriyor. Böylece
değişik noktalarda gözlem yapan gruplar , Vaşağı görme şansını artırmış oluyor.
Su içtikleri bir yer görünmüyor. İlk günümüzde Vaşakları bulamıyoruz. Ancak iki
saat içinde benim beş yeni türden dördü listeme giriyor. Alp İsketesi ise
Madrit’ in Kuzeyinde ibreli yoğun bir alanda . Burada görme şansım yok. Bundan
sonraki günler rahat rahat kuş gözlemi yapacağım diyorum kendi kendime. İber
Örümcek kuşu da bir Mantar meşesinin üzerinde ilk pozlarını veriyor. Zaten İber
Saksağanı her yerde. İber Yeşil Ağaçkakanını Pete haber veriyor. Birden fazla kez tüm türleri görme şansımız var. (Fotoğraf: P. Morris)