Sabahın ilk ışıklarında gözleme başladık. Katılan sayısı azdı. Gavin ve Tim ikisi de rehberlik edeceklerdi. Rahat bir gözlem olacaktı. Yolumuzu Kanguruların en küçüğü kesti. Ne cehalet Kanguruların bu denli çok cinsi olduğunu hiç bilmiyordum. Buralara gelmesem öğrenemezdim. Oysa Kanguruları da merak etmek gerekiyormuş. Sarı kırmızı kafasıyla Hindi Megapodu (Australian Brushturkey) yol kenarında besleniyordu. Naip Çardakkuşları (Regent Bowerbird) henüz görünmüyordu. Birden bir ötüşe Gavin dikkatimizi çekti. Kuşu sürmeye başladı. Güçlü yüksek tınılı , kaba heceli ötüşün peşine düştük. Aslında melodi değişiyordu . Dünyanın en eski ve en büyük iki ötücü kuşlarından birinin izini sürüyorduk. İki türlük özel bir Kuş Ailesi ! Menuridae .
Kuş aşağıda yamaçtaydı. Biraz sonra yamacın üzerine çıkarak karşımızdaki patikanın başında belirdi. Oradan da tam orman kenarındaki açık düzlüğe çıktı. ! Bir erkek Albert Lirkuşu (Albert’s Lyrebird) ! Koyu renklerde ,göğsü açık renk kocaman bir kuş . Apaçık önümüzde (Üstteki Albert Lirkuşu fotoğrafı ulusal parktaki tanıtıcı film izlerken çekilmiştir.) ! Aralıklı ötüyor. Yavaşça ormana doğru hareket etti. Hemen orman altındaki bir düzlükte kur ötüşü eşliğinde kocaman kuyruğu kafasına devirerek açtı . Nefesimi tutmuş dürbünüme sımsıkı sarılmıştım. Bir süre sonra gösterisine ara verdi.
Sonra tekrar kuyruğunu
döndürüp vücudu ile kapladı , hafiften de zıplarken fotoğraf çekmek için davrandım.
Bizim Lirkuşu benzersiz taklitçi
ötüşlerine devam ediyordu. Biraz geç olsa da gördüklerime inanamayarak herkese
şöyle bir baktım . Hepimiz meğer birbirimize bakıyormuşuz. Neydi o!! Nasıl bir
heyecan fırtınası sonrası , rahatlama ve sohbet! Kuş buralarda olmakla birlikte
bazen günlerce görünmüyormuş. Tim şanslı olduğumuzu söylüyor. Bu kuşun üzerine
insan gözlem bile yapmak istemiyor. Sadece o anları beynime iyice yerleştirip
canlı korumaya çalışıyorum. Herkes birbirine tekrar tekrar anlatıyor. Ne sabah
!!
Kahvaltıda Gavin gruptaki diğer arkadaşlara söyleyince
sabah katılmayan herkes üzüldü fakat bir kez daha şans neden gülmesin ?
Turlarda dinlenmek yok her an kuşda olmak en doğrusu . Karşınıza hangi
kuşun çıkacağı belli mi olur. Doğal
olarak yakınımızda dolanan Kara göğüslü Kamçıkuşu (Eastern Whipbird) göz hizamızda netleşti. Kamçıkuşugiller ailesi sadece 6 tür. Tim bu kuşa buraların emeklisi diyordu. Burada doğmuş buradan hiç ayrılmamış herhalde diye düşündüm. Tim bizim yerel rehberimiz ve Yeni Zelandalı. Neden kamçıkuşu demişler adlandıranlar . Aslında önce kargaların ailesine sonra sinekkapanların ailesine koymuşlar . Kamçıkuşu adlandırması tamamiyle ötüşleriyle ilgili . Oralarda çok sık duyulan bir ötüş. Önce ince bir iç çekiş sonra adeta bir kamçı şaklaması. Hatta iki ayrı Kamçıkuşunun ötüş melodisini paylaştıkları söyleniyor. Yıllarca biz apayrı kuşlarız diye bağırıp çağırmışlar ve sonunda özel ailelerini kapmışlar. Yolda
yaklaşık bir metre yakınımızda bir çift Avustralya Dalcambazı (Australian Logrunners) kuru yaprakları
hışırdatarak besleniyordu. Koşucu olan Dalcambazıgiller , tek cins ve sadece üç türlük bir kuş ailesi. Sesleri Gine domuzlarını andırdığını söylediler. (Yanda boylu Sikaslar)
Avustralya sürprizlerle dolu. Kahvaltıdan sonra Parkın patikalarından birine girdik . 2 km.lik kısa bir parkur. Çevresinde adlandırılmış ağaçlar arasında gezerken , Black Booyong dikkatimi çekiyor. Altuni Islıkçı (Golden Whistler), Kahverengi Gerigon (Brown Gerygone) , Lewin Balkuşu (Lewin’s Honeyeater) ile devam ederken yol kenarındaki ardıça dikkat kesildik . Heine Ardıcı (Russet tailed Thrush) dedi Gavin. Tuhaf ötüşler duymaya başladık. Ben doğrusu bir memeli bekliyordum ama ötüşlerin sahibi bir çift Yeşil Kedikuşu (Green Catbird) çıktı! Gerçekten inanılmaz bir deneyim. Kedilerin seslerine benzer bir ses çıkarıyorlar. Birkaç yıl sonra gittiğim , Papua Yeni Gine’ de ki Kara kulaklı Kedikuşu (Black eared Catbird) ise sanki havlıyordu. Doğa inanılmaz..Çardakkuşları ailesinde yer alıyorlar.
Daha sonra asfalt bir yola girip kenardan yürüyoruz. Aslında trafik
yok. Boylu ağaçlarda ötücüler arıyoruz.
Benim Pardoletler nerede derken daha da harika bir tür çıktı karşımıza .
Karşımıza dediğim ta ağacın tepesindeki dalda . Ötüyor ve yer değiştiriyor.
Göğsündeki alıyla buraların en muhteşem ötücüleri. Gülpembe Bülbül (Rose Robin) Gri kafa ve sırt; al rengi
göğüs ! Bir de bunlardan Pink Robin var . Onun da göğsü güzel bir pembe. Yürüyüş , Geveze Pitta (Noisy Pitta) , Kara yüzlü Monark (Black faced Monarc) , Kedikuşları (Catbirds) , Parlak Zümrüt Guguğu (Shining Brown Cuckoo) ve diğer
kuşlarla devam ediyor.
Öğle yemeğinde Alaca Kasapkuşu (Pied Butcherbird) , Kırmızı Rozella (Crimson Rosella) ve İpeksi Çardakkuşu (Satin Bowerbird) kafenin çevresinde gördüklerimiz. Kısa bir siestadan sonra yine
tepenin eteklerine bu kez aracımızla iniyoruz. Daha seyrek ağaçlı açıklık kuru
bir habitata giriyoruz. Boylu Sikasların aralarından geçtik ve sonunda nefis bir manzara ,selalesiyle karşımızdaydı. Tekrar gözleme başladığımızda Tim bir ötüşe dikkat
çekiyor. Cennetkuşu ötüyor! Kuşu sürmeye başlıyoruz. Sese göre devam edip
yaklaşıyoruz. Çok geçmeden ağacın tepesinden uçuyor ! Kuyruğundaki mavi
yansımalar, parlak mavimsi yeşil boğaz tüyleri ile Tıslayan Karatüfek (Paradise Riflebird) ! Çok geçmeden bir çift Güdük gagalı Akantiz (Weebill) . Dikengaga ailesi de Güneydoğu Asya'ya ait bir aile. Sonunda
takıntım Benekli Pardalot (Fotoğraf : Tim Dolby) (Spotted Pardalote). Pardalotlar da mutlaka benekler bulunuyor az
veya çok sayıda . Hatta Çizgili olanda bile benekler, uzamış çizgi gibi
görünüyor. Bu benekler de onları çok sevimli yapıyor. Sadece Avustralya'ya endemik , tek cins ve 4 türlük bir aile.
Akşam yemeğinden sonra gece gözlemi yıldızlarla dolu
lacivert gökyüzü altında sürüyor. Bir Yazılı Kocaağız (Marbled Frogmouth) uçuruyoruz . Devamında
ben dönmeye karar veriyorum. Sabahın köründen bu saate dek oldukça yoruldum.
Yarın sabah buradan ayrılıyoruz. Yine gözleme devam ederek yol alıp , akşama doğru , Gold Coast
Airport tan Sydney’e uçacağız.