Avustralya yolculuğumun zor geçeceğini hiç düşünmemiştim. Biletlerimi yine Emirates den almıştım. Malum Oceanbasket takıntısı nedeniyle. Bir gün önce Etopya’dan dönmüş nerdeyse bavul açıp bavul kapatmıştım. Yorgun da değildim. Çok istediğim yepyeni bir Bitki Krallığına doğru gidecektim . Biletlerim bağlantılıydı. Bavulumu istanbul’da verip Cairns de alacaktım. Tur 2016 Ekim ayındaydı ve Amerikalı kuş turu firması Wingbirds’ den satın almıştım. Önceden onlardan aldığım bir başka tur Bayrama gelince değiştirip Avustralya Queensland turunu yine onlardan satın almak zorunda kalmıştım.
Bu arada 2016
Eylül ayında beklenmedik üzücü bir olay gerçekleşti. Yirmi yıllık çalışma
arkadaşımı iş yerinin yakınında aracın içinde kalp krizinden kaybetmiştim.
Etopya’ya da bu olaydan sonra iş nedeniyle gidiyordum. Zaman zaman gözlerim doluyordu. Yapacak bir şey yoktu
maalesef.. Etopya’ya öyle acele ve doğru dürüst toparlanamadan gitmiştim ki
kalacağım oteli bilmiyordum. Fakat Şirket benim için bir Etopya vizesi almıştı.
Yaklaşık üç ay
önce Türkiye bir 15 Temmuz 2016 darbesi yaşamıştı. O nedenle Yavuz’un Istanbul
Üniversitesindeki memuriyeti nedeniyle Pasaportum Hususi yani Yeşil Pasaport. O nedenle gidip Sosyal Güvenlik kurumundan
Yavuz’a ait bir sicil kağıdı almak zorundaydık. Hükümet kaçakların olmasını
önlemek için tedbir koymuştu. Bu kağıdı almak da yetmiyordu , Atatürk
Havaalanında bir komiserlik kurulmuştu. Checkin den önce onlar Pasaportumuza
bir damga ile gidebilir onayı veriyordu. Bu tedbir sadece Yeşil Pasaport için
geçerliydi. Hem Etopya hem de Avustralya için Yeşilköyden çıkış yaparken sıraya
girip onay aldım.
Etopya Havaalanına geri dönersek, Kapıdaki görevli hangi otelde kalacağımı sormaz
mı ? Bilmiyordum. Gece geç bir zamandı ve iş arkadaşımın telefonu yanıt
vermiyordu. Anlatmaya çalıştım ama beni içeri sokmadılar. Sadece beni almaya
gelecek olan arkadaşların beni merak edip olayı çözmesinden başka bir çözüm
olmayacağını anlamıştım. Yine Havaalanında birkaç yere bilgi bıraktım.
Etopya’da iş yapan bir firmaydık sonuç olarak. Herkes havaalanından gitmişti.
Ben dışarda kalmıştım. Sıkıntılıydı. Neyse olay çözüldü fakat uzun sürdü ,
nerdeyse geceyarısını geçmişti. Etopya’daki işim birkaç gün içinde bitti
Türkiye’ye döndüm ve bir gün sonra Avustralya’ya yola çıktım.
Uçuş bilgilerim
şöyle :
7 Ekim 2016 16
:30 Istanbul - 21: 50 Dubai
8 Ekim
2016 02:55 Dubai -
17:55 Perth
8 Ekim
2016 23:50 Perth - 09
Ekim 2016 06:00 Cairns
Yolculuk saat
farklarını dikkate alarak toplamda 30 saatlik bir yolculuk olacak .
Dubai
Havaalanında check in yaptırmak için gittiğimde , görevli hanım bana baktı
dökümanlarıma baktı . Başladı durmadan telefon etmeye . Oceanbasket ‘i falan
unuttum . Ne olduğunu sorduğumda bu uçağın yolcusu görünmediğimi söyledi. Kafam
karışık zaten. Tartışmanın da bir faydası yoktu. Sonuçta biletim vardı fakat
bağlantılı uçuşlar , bavulum , benim gecikmem , turun başlaması bir sürü sorun.
Tur sadece bir gece Cairns deydi. Bavulumu Cairns den alırdım. Kendimi biraz rahatlatıp sakince bekliyordum.
Görevli hanım da bağlantılı uçuşlarımın farkındaydı . Ben uçakta daima koridor
tercih ediyorum. Pencere kenarına veya ortaya sıkışmak beni rahatsız ediyor.
Bir yanım boş kalmalı yani. Uçuş süresi de 9 saat gibi uzun olacak. O nedenle
koridorda ısrarlıyım. 15 dakika sonra görevli hanım bana döndü ve dedi ki ,
size bir yer bulduk fakat pencere kenarı . Bir şey diyemedim doğal olarak . Bu
havayolları ile bir daha uçmayacaktım fakat ne acı ki Güney Afrika biletlerimi
de , Oceanbasket takıntımdan yine Emirates’den almıştım. Ancak uçakta
çözebileceğim bir sorun olduğu için düşünmeyi erteleyip Oceanbasketin yolunu
tuttum.
Pencere kenarı
tam da düşündüğüm gibi oldu . Yemek sırasında tepsilerde sıkıştırınca müsaade
isteyip tepsi ile fırladım. Hostese gidip pencere yanında kesinlikle
oturmayacağımı söyledim. Gittim , üst kata çıkan merdivenlere oturdum. O an fark ödeyip
Birinci sınıfa geçebilsem geçeceğim. Uçak tamamiyle dolu. Kahve içip 2 saat
orada oturdum . Hostes geldi gitti burada oturamazsınız diye . O zaman
koridorlarda dolaştım biraz, döndüm tekrar merdivenlere oturdum. Sonunda hostes
yanıma geldi ve dedi ki ; “ kimse koridordaki yerini değiştirmek istemiyor.
Sadece yanınızda oturan kişiye rica ettik pencere kenarına geçecek ,siz ortada
biraz daha rahat olabilirsiniz. Bir deneyin . Olmazsa tekrar bakarız. “ Yapacak
bir şey yok. Oturdum ortadaki koltuğa. Ben uçakta uyuyamam . Ancak 15-20 dakika
dalıyorum o kadar. Uyusam zaten nerede oturduğum önemli olmayacak. Sürekli
dolaşırım da. Meğer yanımdaki hanım da özellikle koridor seçenlerdenmiş. Bir
filme konsantre oldum falan derken uçuş bitiverdi. Yarısı ayakta geçti
diyebilirim. Bundan sonra mutlaka önceden yer satın alacağım. Bu bana ders
oldu.
Sonunda Perth’e geldik . Havaalanında vizeden geçerken beni özellikle beklettiler . Hanım Polis beni kenara çekti ve benim Devlet memuru olmadığımı o nedenle nasıl Yeşil pasaportum olduğunu anlayamadıklarını sordu. Avustralyadaki uygulamaları bilmiyorum. O nedenle nasıl anlatacağımı da bir yandan düşünüyorum. Ben tamamiyle doğru olduğunu , benim devlet memuru olmadığımı önce söyledim. Türkiyede eşin biri Devlet Memuru ise diğerinin de Hususi Pasaport almaya hak kazandığını anlattım. Sosyal Güvenlikten aldığım kağıdı çıkarıp , çevirmeye çalıştım. Kağıdı aldı gitti . Döndüğünde “ buyrun” dedi. Vizeden geçtikten sonra kuyruk koridoru hazırlamışlar başında ve sonunda yine polis var. İlk polis Pasaportlara bakıyor ya sağa ya sola gönderiyor. Beni sağa yönlendirdi. Ben gayet güzel kıyafetlerimle , Hintli’lerin ve Romen’lerin arasında bir kuyruğa girdim. Bir banda çıkarıyorlar orada bekletiyorlar . Kocaman bir köpekle bir Polis geliyor ve köpek sizi kokluyor. Havlamazsa geçiyorsunuz. Ah dedim güzelim Türkiye’m ne durumlara düştün ! Ayrıca Avustralya da Çanakkale savaşından dolayı Türklere karşı öyle sevgi yok . Takdir var ama sevgi yok. Ya Polis bunun acısını çıkarttı ya da Türkiyedeki son olaylar nedeniyle saygınlığımızı kaybettik. O kadar sinirlendim ki tartışmak istiyorum , nedenini sormak istiyorum ama burada yurtseverlik yapmak yeterli olmayacak. İçimden geçenleri bir bilseniz! Her neyse daha yolum var . Perth havaalanında biraz zamanım vardı. Kendime sinek kovucular falan aldım. Deet değeri fazla olan . lezzetli bir yemek yedim . Neyse yemekler güzel olacak gibi. Burada Kanguru eti yiyorlar mı diye düşünmeden de edemedim.
Zamanı geldi uçuşumun ben de kapı arıyorum ama hiç kapı
falan yok . Sadece ana çıkış kapısı var. Ben de kapıdan çıktım. Otobüsler
geliyor ,herkes biniyor . ben de bindim inmek istediğim kapıyı söyledim. O da
ne ? Perth’in içinde dolaşıyoruz . İnen binen bir yandan .. Tamam dedim beni
yanlış anladı . Perth’in merkezine bırakacak. Olan olacak. Bana yarım saat gibi
geldi ama 10 dakika falan sürdü herhalde tekrar bir Havaalanına geldik çok
şükür. Avustralya’ya bir kez girdiğinizde bir daha hiçbir yerde sorun yok . Ne
Perth ‘den ayrılırken ne de Cairns Havaalanında .. Hep elimi kolumu sallayarak geçtim.
Cairns de yerel rehberimiz Tim Dolby beni karşıladı . Otelime bıraktı . Odamın balkonuna çıktığımda Avustralya’yı seveceğimi hissettim. Özellikle Doğusu tabi. Grubun diğer katılanları öğleye doğru gelecek. Benim kendi kendime keşfedeceğim 5 saatlik bir Cairns var.