Hugh ve Jane'den harika bir hafta sonu gezisi !
Hugh’un teknesi ile Chimeanus limanından hareket ederek ,Thetis ve diğer adalara bir gezi yaptık . Teknenin adı da Vesta. Hemen kahvaltıdan sonra Tekne hazırlıklarına giriştik. Yiyecekler ,içecekler depolandı. Önceden Jane ile yazışmalarda yaptığımız programda planlanan en sevdiğimiz gezilerden biri debu geziydi . Bu hafta sonu Pasifik 'tetekne gezisine ayrılmıştı! Kaptanımız Hugh . Hepimiz yardım ettik tabi .Thetis adasının çevresini dönerek , arkasına gidecek orada demirleyip geceyi geçirdikten sonra botla kıyıya çıkıp adaları gezecektik. Pasifik Okyanusu , çevrelediği yemyeşil adalarla göz alıcıydı . Kıyılardaki kayalıklardave açıktaki adacıklarda Pelagic ve Double crest Cormorant 'lar , onların arkalarındatıpkıbizim Sandal ağacımız gibi kızıl gövdeli ağaççıklar ( Arbutus menzeisii ) , güneşlenen foklar ( Harbour Seals ), Kara Poyrazkuşları vardı . Marbled Murrelet sürüsü ve henüz Heerman's Gull dan başkasını tam tanımlayamadığım martılar . Sorunsuz yol alıyorduk . Hoş olmasa da benim için sık sık yavaşlıyordu Hugh .Biraz tehlikeli bir boğazdan da geçtikten sonra nefis bir koyda demir attık . İlk olarak botla Kızılderili adasına çıktık . Amerikan İncirkuşları ve yol boyu beni cezbeden Kelpler . Daha çok onların Sparrow ,serçe olarak adlandırdıkları , aslında bana göre Çinte olan kuşlar Amerika'da tür olarak oldukça fazla . Bizim Çintelerle ( Buntings ) ,Amerikan Serçeleri zaten aynı ailede : Emberizidae . NeysekiSavannah Sparrow u biraz uğraştıktan sonra tanımlayabildim. Şazi ile kıyıdan kabuk topladık . Ben Hugh ile kıyıda kurumaya yüz tutmuş bir kelpi keserek içine ve diğer detaylarına baktık . Tekneye döndüğümüzde yavaş yavaş gün batıyordu . Kendimize önce bir kahve yaptık gün batımını izledik. Çevremizdeki sedirlerin üzerinde Akbaşlı Kartallar geceleyecekleri yerleri aldı . Yemeklerimizi hazırladık , Jane ve Şazi'nin sohbetleriyle günü bitirdik.
25 yıl önce , Fethiye'de kaptan olan ve Marina da firmaları olan arkadaşlarımla Kaş'a arabayla gidip ,oradan bir tekneyi Fethiye'ye getirmiştik. Kaş'tan Fethiye limanına giriş de dahil ben kullandım. Bana kaptanlık konusunda yardım edecek iki arkadaşım vardı tabiki. Ondan sonra kaptan olma sevdası sardı beni . Apaz apaz borina ! Sınav kitabımı da verdiler. Kışın Kaptanlık ehliyetimi almamı sıkı sıkı tenbih ettiler . Nedensebu işi sonuna dek götüremedim . Götürmüş olsaydım iyi bir yardımcı olurmuşum belkide .
Ertesi gün kahve kahvaltı ve Thetis adası bu defa .. Kocaman bir tekne park alanı .Aslında mini sayılır ama bulunduğumuz adaya göre kocaman . Kanada Kazları dolu her yer . Gece bir ara uyanıp yataktan inmeye çalışırken ,çok iyi hesaplayamadığım yükseklikten dolayı sağ ayağımdaki 4. parmağımı incitmişim. O an pek oralı olmadım , battaniyemi alıp yavaşça açık havaya çıktım. Geceyi Teknede açık havada uyuyarak bitirdim . Sabah da Ak Başlı Kartallarla birlikte uyandım . Onları epey izledikten sonra ayağa kalkınca parmağım kendini hatırlattı . Biraz da topallayarak yürümem gerekiyordu . Thetis adasını öyle de olsa yürüyerek gezebildim .
Dönüşte beni meraklandıran bir program daha vardı . Chimeanus Limanında açıkta bir yerde demir atacak veyengeç sepetlerini salacaktı Jane ile Hugh. Botla gezindikten sonra Tekneye gelip yengeç sepetlerini çekecektik. Teknede kısa bir hazırlıktan sonra sepetleri bota yükledik. Sonra da saldık . Ben iyice Marbled Murre sürüsüne yaklaşmak istemiştim. Hugh da peşlerinden yavaş yavaş dolaştırdı . Epey bir ördek de vardı ama tam tanım yapamamıştım. Uzun bir süre sonra teneye dönerken bir de ne görelim. Büyük gri Balıkçıl bizim teknede yerini almış ! Ben emindim bana hoşgeldin demek için ziyaretime gelmişti. Bir kaç fotoğraf çektikten sonra biz tekneye yaklaşırken yavaş yavaş burna doğru ilerledi ve uçtu . Şazi ile Jane bottan ayrıldı ve tekneye çıktı .Ben Hugh ile botta kaldım . Yengeç sepetlerini çekecektik .