ÇİĞDECİLER ISTANBUL'DA MALTEPE'DE ! ( 29 Mayıs 2004)
Acridotheres tristis namı diğer çiğdeciler Istanbulda.... Hiç böyle bir raslantı eseri onları bulacağımı düşünmemiştim.Meğer onlar Baharda gelip üreyip Sonbaharda gidiyorlarmış.Esaretten nasıl kaçmışlar, bu macera nasıl başlamış, kışı nerde geçiriyorlar, hurma yemeye mi gidiyorlar falan gibi tekmili birden soruların yanıtlarını ben de doğal olarak bilemiyorum.Bildiğim 29 Mayıs 2004 Cumartesi sabahı 7:00 de çiğdeci keşfine çıktığımız ve ellerimizin boş dönmediği.. Sevgili sığırcıklarımızın çok misafirperver olduğu ve bizimkilere yol gösterdikleri için varlıklarını sürdürebildikleri.. Sonbaharda daha da çoğalacakları ve de diğer yakın yerleşimlerde de yuvaları olduğu..
---------------------------------------------
Bizim Hoca (sürücümüz, eski avcı) hep yılın belirli dönemlerinde bana hiç tanımadığı kuşlar gördüğünü, onları hiçbir kuşa benzetemediğini anlatır durur.Yaklaşık bu üçüncü yıl . Bu kuşların Nisan Mayısta geldiğini ve Ağustostan sonra tekrar kaybolduklarını sürü halinde veya birlikte hareket ettiklerini de ekler.Tanım sorduğumda gagasının hemen altı gerdanı siyah, kafa koyu gövdesi kahverengi ,kanatlarında beyaz var , iki kez kanadını çırpıyor sonra nakliye uçağı gibi gelip elektrik direğinin alttaki konsoluna veya tellere oturuyorlar,düzlüklerde besleniyorlar diyor. Kanatlarının üstünü direğe konarken görüyormuş.Kitabı verdim bak bakalım diye ama bulamamıştı. Birlikte de baktık ama benim aklıma öyle bir kuş gelmiyordu.
Bu yıl nedense ben sormaya başladım Hoca geldi mi senin kuşlar aman unutma haber ver diye.Geçen gün Hoca şantiye dönüşü Bahar hanım gelmişler ,gözgöze geldik nasıl insanın gözüne bakıyor bir görseniz diye anlatmaya başladı.Bir daha tanımlatınca bu yıl Ocak ayında Kazakistanda gördüğüm çiğdeciler aklıma geldi.Hemen kitaptan bulup gösterdim. Ta kendisi bu kuşlar dedi. Malum Istanbulda da nerede görülmüş diye de sorup duruyordum. Nereden bilebilirdim ki bizim Hocanın anlatıp durduğu kuşlar bizimkilermiş.Böylece iki yıldır ofiste sözü edilen esrarengiz kuşların adı konmuş oldu.Çiğdeciler ...
---------------------------------------------
Bugünlerde bizim ofisteki tamirat işleri canımızı burnumuza getirdiğinden ustaları Hocaya emanet edip ertesi gün yani 29 Mayıs cumartesi kuşa gitme fikri kendiliğinden oluştu.Murat Öztürk,Mehmet Çelen,ben yola çıktık.Sabah ilk durağımız muhtemel çiğdeci mekanı oldu.Önce mahsun olduk.Ben de daha önce buraya bir öğle vakti yaptığım kısa bir gezi sonucu küçük keşiflerimi arkadaşlarıma göstermek istedim.Bakın buralarda iki mini göl var gibi..Aşağılara doğru indik..Birden : Şu kuşların kanadında beyaz var Bahar hanım... Sonra dikenli tellerin üzerine inen iki tane, kavaklara dalan üç tane, uçanlardan daha aşağıdaki apartmanlara doğru giden iki tane.. Her nekadar halen kavaklardan sesleri geliyorsa da suyun kenarındaki dört adedi kavaktakileri görmediğimiz için saymadık. Yedi tane...Cayırtılı yüksek tondaki ötüşleri bulunduğumuz yeri dolduruyordu. Fotoğraftaki apartman onlardan ikisinin tercihi . Apartmanın UTM sini de aldık . Ağaçların olduğu yerin de..
---------------------------------------------
İstanbulda çiğdecilerle gözgöze gelmek, onların benzersiz bakışları altında kekelemek, çıkardıkları şamatayı buralarda dinleyebilmek ne güzelmiş..Kaçmasınlar diye grubu uzaktan çekmeye çalıştım ancak 12x de yetmedi ve net çıkmadı .Bununla birlikte apartmanda boru-bacanın üzerinde bekleyen iki kuştan birini çekebildim.
Sevgiler/Bahar