Instagram

İLK GÖZLEMLER - KALBİMİZE YERLEŞEN KANATLAR

Gölcük e daha çok küçükken 1956 – 1960 yılları arası, rahmetli Babaannemle gelip gittiğimizi çok iyi hatırlarım. O zaman otobüslerin burunları ileriye doğru uzun, eski dolmuş burunları gibiydi. Yollar o zaman da bozuktu. Bir sallanırdık ki ! Şimdi gözlem yaptığım yerden geçen yol , o zaman ara sıra belirli kesimlerde otobüsün geçmesini engellemeyecek kadar su altında kalan dar bir yoldu.Yolun iki tarafındaki bataklıkta mandalar gezerdi. Onları otobüsün camından seyretmekten çok keyif alırdım. Bana inanılmaz büyük gelirlerdi. O çamura nasıl katlandıklarını da anlayamazdım. Asıl kirliliğin ne demek olduğunu o zaman nereden ve kim bilebilirdi ki? Ben Gölcük' ün mısır tarlalarında saklanbaç oynamış, ahırlarını koklamış, ağaçlarından meyvalar yemiş , manda hayranı bir çocuk . Ağır ağır kafalarını çevirişleri , adımlarını atarken bir iki üç dört .. saydığımı iyi hatırlıyorum. Kuşları hatırlamıyorum pek. Beynimdeki dosyaları taa gerilerden çağırıp açmama rağmen , ulaştığım bilgiler içerisinde burayla ilgili kuşlar hakkında bir kayıt yok. Şimdi ise bu gözlem kulübesinden etrafıma bakarken hissettiğim herşeyin kaybolmaya mahkum olduğu korkusu.. O zaman çocuk elime tutuşturulan bir dürbün olsaydı bugün mandalar hala burada kuşlar eşliğinde gezermiydi?


Dürbün olsaydı da kitap olurmuydu acaba?


Gezemezdi evet yine gezemezdi.Kontrolsuz nufus artışı ve özendirilen göç ile plan altına alınamayan raslantısal yerleşim .Aş ve iş gereksiniminin böylece şehirlere kayması ve sonucu olarak yatırımların yanlış yoğunlaşması, bitmez tükenmez o zamanların modası “5 yıllık kalkın(ama)ma programları” ... Bunlar il yerleşimlerindeki doğanın katili oldu. Eh bu duruma kesinlikle disipline olamayan, kural tanımaz , amip gibi bir demokrasi anlayışına sahip olanları da eklemek gerek! Sonra iller yoğunlaştıkça kaçış aranmaya başladı. Hiç olmazsa yazın kaçalım diye. Bu kıvılcımı herkes sevdi. Üstelik yeni iş sahaları açıldı. Amansız kooperatifler neredeyse kanunlarından önce geldiler. Öyle ki örneğin Kuşadası’nın kuşu isminde kaldı!


Hal böyle iken bu gözlem kulübesinde hissettiğim korku ikinci ve üçüncü gidişimde neden yerini heyecanlı bir yürek çarpıntısına bıraktı. Molozlarla yolun arasında gitgide kapanıp içimi burkan mesafeye rağmen bendeki bu kıpırtılar da ne ? Her öğrendiğim yeni bir ağacın, her dokunduğum yeni bir çalının, her kokladığım çiçeğin, her gözlediğim yeni bir kuşun adlarını bulup kaydettikçe; tanıyorsun artık dedikçe, daha da büyüyen bu sevginin bana verdiği ne?

Bilinen bütün gerçeklere rağmen şahit olduğun her kusursuzluktan nedir sana bulaşan ?

Güç! Kalbimizdeki kanatlar arttıkça gücümüz de artacak!Gözlem kulübesinden etrafa bir gülümseme ile bakıyorum mandalara meke yavruları karışmış! Neden olmasın!

Yeter ki kalbimizdeki kanatlar artsın!


www.baharca.com sitesinde bulunan tüm yazılar, belgeler, listeler ve fotoğrafların tümünün kullanım hakkı Bahar Bilgen'e aittir. 2. şahıslar tarafından kopya edilemez, kullanılamaz ve izinsiz kaynak gösterilemez. Her hakkı saklıdır.