Instagram

MERİÇ TUTULMASI

Meriç Tutulması...

İnsanoğlu birşeylere hep tutulur.Tutulmak sözcük olarak zengin anlamlar taşır.Zamanın neresinde neye tutulacağınızı da bilemezsiniz.Sizi elinizde olmadan apansız gelir yakalar.Kısa süreli esaretler şeklinde oluşmakla birlikte kalıcı sevdaya dönüştüğü de çoktur.Doğa da tutulur..Ay tutulur güneş tutulur.Biri diğerini bir süreliğine esir alır. Sen de doğaya tutulursunama çaresiz, ne ay olabilirsin ne güneş..O bereketli, ketum toprağıyla,her biri özel kokulu çiçekleriyle,ağaçlarıyla,gölleri ve sazlıklarıyla, dağlarıyla, yüzeni, yürüyeni, sürüneni, uçanıyla; rüzgarda, yağmurda, karda salınan öyle kusursuz ve bilge bir GÜZELdir ki seni farkeder mi diye düşünür durursun. Bu GÜZEL; cumartesi günü MERİÇ deltasıydı. Beni farketti mi acaba?


24 Temmuz 2004 cumartesi günü doğa Meriç deltasında coştu ,çağladı adeta ! Binlerçe kuşla süslü deltada her an, her yer, her bakış açısı yeni bir keşifle noktalandı. Enez'den gelip köprüden sola döndüğümüzde yavru saka grubuyla başlayan Gala göllerine yolculuk, çeltikçi ve pelikan sağanaklarıyla sürdü. Yemyeşil sazlıklarla çevrili inci beyazı çiçekleriyle nilüfer yaprakları, sapsarı su nergisleri döşeli eşsiz kıyılar yaşama yeni başlayan binlerce yavru kuş ile yanlarında gururla yer alan ebeveynlerine ev sahipliği yapıyordu. Bıyıklı sumruların gri civcivleri nilüfer yaprakları üzerinde minik kıpırdanışlarla yiyecek aranıyorlardı. Yemyeşil sazlara tırmanmış alaca balıkçıl yavruları ilerdeki çeltik tarlasının sınırındaki ağaçlara ak kanatlarıyla uçuşup konuyorlar, çeltikçiler küçük ak balıkçıllara karışıp nefis bir kontrast sunuyorlardı.Düzenli uçuşlarla gelen ak pelikan sürüleri sanki sıraya girip konuyorlardı. Nasıl bir sıra hem de... Yaklaşık yüz metre uzunluğunda önde kum kuşları düdükçünler ,arkada pelikanlar, geride bataklık kırlangıçları en arkada balıkçıllar olan bir sıra...Bir süre bu sıralanmaya bir teknik oturtmaya çalıştımsa da hemen başarılı olamadım.Öylesi bir sıralanma var ki savaştan önce kumandanlarının yerleştirdiği askerler diye şöyle insanca bir düşünceye kapılmadan edemiyordum.Suyun bitimi ,çamurun başlaması ve sazlıklar nedeniyle kendiliğinden oluşan, herkesin yerinden mutlu olduğu bir sıraydı bu .. Yüzlerce kuşun oluşturduğu örnek Barış sırası.. Görebildiğim erişebildiğim kadarıyla bütün çeltik baskısına ve Pamuklu gölüne giden yolu kapayan uyduruk kapıya rağmen bu denli doğal kalabilmiş böylesi yemyeşil bir alanla karşılaşmak ne büyük mutluluktu. Sen de dedim kendime binlerce kuş gibi sazlıkların arasında nilüferler ve nergislerle döşeli rakipsiz yerdesin.


İlerledikçe düşen su düzeyi nedeniyle geniş çamurlu uzun bir kıyının başladığını gördüm.İşte düdükçünler,cılıbıtlar ve onlarca çamur çulluğu..İlerde sakarmekeler her yerde ,görece seyrek de olsa küçük karabatak yavruları .Onların serin sularda olduğunu düşünmek istiyordum ,oysa sığ kıyılarda sular kimbilir nasıl ısınmıştı.


Doğanın kapılarını sonuna değin açıp zenginliklerini sakınmadan sunduğu böylesi bir günde güzel bir raslantı eseri sizden başka da kuşgözlemci arkadaşınız varsa hemen sayıları tekrar tekrar birbirinize doğrulamaya çalışırsınız.Adeta mertebeye inanmayarak birbirinize bakakalırsınız.Binlerce kuş bu eşsiz doğa parçasında sizinle..Bu gözlemci karşılaşmasını pasbaş patkalarla kutluyoruz.


Gala göllerinde, gün boyu ,bir el teleskobu kuruyor, dürbünler gözlüyor , kitaplara bakılıyor..Ne var ki günün sonuna doğru gerçeğin boyutlarını korumak benim için oldukça zorlaşıyor..Saz deliceleri yüzlerce kuşu havalandırdıkça onların arasında olduğumu sanıyorum, sazlıklara tırmanıyor,biraz yüzüp nilüferlerin üzerinde dinleniyorum.Pelikanlar uçarsa ben de uçarım deyip aralarına karışıyorum.Bu yaşamı onlarla paylaşmak, evet avuçlarımda bir karakulaklı kuyrukkakan yavrusu son nefesini verse bile paylaşmak istiyorum.Ben tutsağım bundan böyle..yaşadığım Meriç tutulması...


Kuş gözlemci arkadaşım Oğuz Bey,yarın lagünler ve de özellikle Bücürmene lagünündeyiz diyor. Bücürmene sürprizlerle dolu bizim için.Hava önceki güne nazaran kapalı. Yolun solunda kızıl kumkuşlarıyla başlıyoruz güne..Küçük sumrular avda.Bataklık kırlangıçlarıyla, mahmuzlu kız kuşları bizi izliyor.Yavuz bile arabadan çıkıyor,Bahar şu adama bak kıpırdamadan bana bakıyor diyor genç bir bataklık kırlangıcı için..Bu kuş ne falan diye sormaya başlıyor..Dün akşam ben daha böylesi bir yer görmedim diye hayranlığını belirtiyordu.Saatlerce öyle bir yerdesiniz ki birine yakalanmasanız diğerine mutlaka yakalandığınız güzellikler içindesiniz. Çeşit çeşit kum bitkileriyle dolanıyoruz.Oğuz bey sürmeli kervan çulluğuyla mutlu.Akdeniz martılarının kolonisi deniz kenarında ,yavru bir poyraz kuşu annesinin yanında , bir angıt grubu iniyor.Sonra sığırcık bulutu kümesi uzakta beliriyor.Lagünü kervan çulluğu akınıyla bitiriyoruz... desek de doğru olmuyor.Çünkü bitmiyor.İşaret edilen yöne bakıyorum, oldukça hareketli , minik üç tane yavru anneleriyle birlikte..Binlerce yavru arasında böylesi şirin ve hoş olanına raslamadığımı farkediyorum.


Hiç akça cılıbıt yavrusu gördünüz mü ? İçinizden doğaya diz çökmek gelir..

Ben: tutsağım bundan böyle .. Yaşadığım, Meriç tutulması..Binlerce kuşu doyuran ,saklayan , sakınan , en güzel bahçeleri onlar için hazırlayan ,bu göllerin lagünlerin sahibi çok sevgili Meriç e tutulmadır yaşadığım...


www.baharca.com sitesinde bulunan tüm yazılar, belgeler, listeler ve fotoğrafların tümünün kullanım hakkı Bahar Bilgen'e aittir. 2. şahıslar tarafından kopya edilemez, kullanılamaz ve izinsiz kaynak gösterilemez. Her hakkı saklıdır.